- Anasayfa
- Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimiz Anısına Üniversitemiz’de Program Yapıldı
Çanakkale Zaferi’nin
yıldönümü münasebetiyle Üniversitemiz’de ‘Destanlaşan
Zaferinin 104. Yılında Çanakkale Panel-Şiir-Müzik Dinletisi’ düzenlendi. Tarih
ve Kültür Topluluğu ile Türk Dili ve Edebiyatı Topluluğu’nun Yahya Kemal Konferans
Salonu’nda gerçekleştirdiği etkinliğe akademik ve idari personelimiz ile
öğrencilerimiz katıldı. Çanakkale Savaşı’yla ilgili şiirlere ve türkülere yer
verilen etkinlikteki panele Dr. Hakan Doğan, Dr. M. Korkut Aydın ve Dr. İsmail Efe
panelist olarak katıldı.
Öğrencilerimizin büyük ilgi gösterdiği etkinliğin
açılış konuşmasını yapan Dr. Hakan Doğan, Tarih ve Kültür Topluluğu ile Türk
Dili ve Edebiyatı Topluluğu olarak Türk’ün teknolojiyi yendiği, imanın galip
geldiği büyük bir zafer olan Çanakkale Zaferi’ni ve şehitlerimizi anmak üzere
böyle bir etkinlik düzenlediklerini ifade etti.
Dr. M. Korkut Aydın, Osmanlı Devleti’ni Çanakkale
Savaşı’na götüren Birinci Dünya Savaşı sürecini anlattı. Birinci Dünya
Savaşı’nın temelinde Avrupalı devletlerin sömürgeciliğinin ve açgözlülüğünün
olduğunu ifade eden Dr. M. Korkut Aydın, “Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini
değiştiren en önemli cephe şüphesiz ki Çanakkale cephesidir. Çanakkale’de
kazandığımız zafer, sadece harbin gidişatını değil yakın dönem Türk ve dünya tarihinin
seyrini de etkilemiştir. Çanakkale deniz ve kara muharebeleri Türk milletinin
asırlarca hasret kaldığı bir zaferin timsali ve aynı zamanda Türk’ü Anadolu’dan
atmak isteyen Ehl-i Salib’in uygulamaya koyduğu haçlı zihniyetine karşı teşkil
ettiği seddin de adı olmuştur” dedi.
Dr. M. Korkut Aydın’ın konuşmasının ardından
Üniversitemiz öğrencisi Mustafa Uluay Mehmet Akif Ersoy’un ‘Çanakkale
Şehitlerine’ adlı şiirini okudu.
Türk askerinin Çanakkale’de gösterdiği kahramanlık
örneklerini anlatan Dr. İsmail Efe, Türk askerinin cesaret ve kahramanlığını
ortaya koyan Bombasırtı Olayı’nı Mustafa Kemal Atatürk’ün şu şekilde anlattığını ifade etti: "Karşılıklı siperler arasındaki
mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi,
kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların
yerine gidiyor fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle
biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç
dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor.
Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur'an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye
hazırlanıyor. Bilmeyenler ise Kelime-i Şehadet getiriyor ve ezan okuyarak
yürüyor. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer
süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini
gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir. Emin
olmalısınız ki Çanakkale Muharebeleri'ni kazandıran bu yüksek ruhtur"
Konuşmanın ardından Üniversitemiz öğrencisi Betül Yıldız, Necmettin Halil
Onan’ın ‘Bir Yolcu’ya’ adlı şiirini okudu.
Dr. Hakan Doğan, Çanakkale’de çocuk yaşta savaşan
askerlerimizi anlattı. Çanakkale Savaşı’na gelene kadar Osmanlı coğrafyasında
neredeyse savaşacak sayıda insan kalmadığını, özellikle Balkan Harplerinin
nüfusu yarı yarıya tükettiğini ve bu asker azlığı nedeniyle çocuk yaştaki
insanlarımızın cepheye gittiğini ifade eden Dr. Hakan Doğan, “Metrekareye 6000
merminin düştüğü bir savaşta yaşları 10-17 arasında olan çocuklarımızdan
bahsediyoruz. Çanakkale Savaşı sırasında itilaf kuvvetlerinin Nisan 1915’te
kara çıkarmasına başlamasıyla birlikte cephede takviye kuvvetlere ihtiyaç duyulunca
Sultan V. Mehmet Reşad, askeri mükellefiyet kanununda değişiklik yaparak lise
talebelerini cepheye çağırmak zorunda kalmıştır. 15 yaşındaki herkes askere
gitmekle mükellef kılınmıştır. Bu çağrı üzerine Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa,
Adapazarı, Kayseri, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya’dan yaşları 15-17 arasındaki
gençler vatanın kendilerinden beklediği vazifeyi
hakkıyla ifa etmek için silah altına alındılar. Bu gençlerimizin cepheye gitmelerinin
anısına Anadolu’da söylenen ‘Hey onbeşli, onbeşli’ türküsü söz konusu durumu
dramatik bir şekilde anlatmaktadır. Burada sözü edilenler hicri 1315 yani 1
Haziran 1897 ile 22 Mayıs 1898 arasında doğanlardır” dedi.
Program, konuşmacılara ve etkinlikte emeği geçenlere
plaket verilmesinin ardından Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerimizin ‘Çanakkale
Türküleri’ konseri ile sona erdi.







