19 Mart 2019

Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimiz Anısına Üniversitemiz’de Program Yapıldı

Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü münasebetiyle Üniversitemiz’de ‘Destanlaşan Zaferinin 104. Yılında Çanakkale Panel-Şiir-Müzik Dinletisi’ düzenlendi. Tarih ve Kültür Topluluğu ile Türk Dili ve Edebiyatı Topluluğu’nun Yahya Kemal Konferans Salonu’nda gerçekleştirdiği etkinliğe akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı. Çanakkale Savaşı’yla ilgili şiirlere ve türkülere yer verilen etkinlikteki panele Dr. Hakan Doğan, Dr. M. Korkut Aydın ve Dr. İsmail Efe panelist olarak katıldı.

Öğrencilerimizin büyük ilgi gösterdiği etkinliğin açılış konuşmasını yapan Dr. Hakan Doğan, Tarih ve Kültür Topluluğu ile Türk Dili ve Edebiyatı Topluluğu olarak Türk’ün teknolojiyi yendiği, imanın galip geldiği büyük bir zafer olan Çanakkale Zaferi’ni ve şehitlerimizi anmak üzere böyle bir etkinlik düzenlediklerini ifade etti.

Dr. M. Korkut Aydın, Osmanlı Devleti’ni Çanakkale Savaşı’na götüren Birinci Dünya Savaşı sürecini anlattı. Birinci Dünya Savaşı’nın temelinde Avrupalı devletlerin sömürgeciliğinin ve açgözlülüğünün olduğunu ifade eden Dr. M. Korkut Aydın, “Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren en önemli cephe şüphesiz ki Çanakkale cephesidir. Çanakkale’de kazandığımız zafer, sadece harbin gidişatını değil yakın dönem Türk ve dünya tarihinin seyrini de etkilemiştir. Çanakkale deniz ve kara muharebeleri Türk milletinin asırlarca hasret kaldığı bir zaferin timsali ve aynı zamanda Türk’ü Anadolu’dan atmak isteyen Ehl-i Salib’in uygulamaya koyduğu haçlı zihniyetine karşı teşkil ettiği seddin de adı olmuştur” dedi.

Dr. M. Korkut Aydın’ın konuşmasının ardından Üniversitemiz öğrencisi Mustafa Uluay Mehmet Akif Ersoy’un ‘Çanakkale Şehitlerine’ adlı şiirini okudu.

Türk askerinin Çanakkale’de gösterdiği kahramanlık örneklerini anlatan Dr. İsmail Efe, Türk askerinin cesaret ve kahramanlığını ortaya koyan Bombasırtı Olayı’nı Mustafa Kemal Atatürk’ün şu şekilde anlattığını ifade etti: "Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi, kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur'an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise Kelime-i Şehadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyor. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebeleri'ni kazandıran bu yüksek ruhtur"

Konuşmanın ardından Üniversitemiz öğrencisi Betül Yıldız, Necmettin Halil Onan’ın ‘Bir Yolcu’ya’ adlı şiirini okudu.

Dr. Hakan Doğan, Çanakkale’de çocuk yaşta savaşan askerlerimizi anlattı. Çanakkale Savaşı’na gelene kadar Osmanlı coğrafyasında neredeyse savaşacak sayıda insan kalmadığını, özellikle Balkan Harplerinin nüfusu yarı yarıya tükettiğini ve bu asker azlığı nedeniyle çocuk yaştaki insanlarımızın cepheye gittiğini ifade eden Dr. Hakan Doğan, “Metrekareye 6000 merminin düştüğü bir savaşta yaşları 10-17 arasında olan çocuklarımızdan bahsediyoruz. Çanakkale Savaşı sırasında itilaf kuvvetlerinin Nisan 1915’te kara çıkarmasına başlamasıyla birlikte cephede takviye kuvvetlere ihtiyaç duyulunca Sultan V. Mehmet Reşad, askeri mükellefiyet kanununda değişiklik yaparak lise talebelerini cepheye çağırmak zorunda kalmıştır. 15 yaşındaki herkes askere gitmekle mükellef kılınmıştır. Bu çağrı üzerine Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa, Adapazarı, Kayseri, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya’dan yaşları 15-17 arasındaki gençler vatanın kendilerinden beklediği  vazifeyi hakkıyla ifa etmek için silah altına alındılar. Bu gençlerimizin cepheye gitmelerinin anısına Anadolu’da söylenen ‘Hey onbeşli, onbeşli’ türküsü söz konusu durumu dramatik bir şekilde anlatmaktadır. Burada sözü edilenler hicri 1315 yani 1 Haziran 1897 ile 22 Mayıs 1898 arasında  doğanlardır” dedi.

Program, konuşmacılara ve etkinlikte emeği geçenlere plaket verilmesinin ardından Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerimizin ‘Çanakkale Türküleri’ konseri ile sona erdi.