25 Mart 2019

Üniversitemizde “Sağlıklı Yaşam Ve Fiziksel Egzersizin Önemi” Konulu Konferans Verildi


  Üniversitemiz Nurettin Topçu Konferans Salonu’nda, “Sağlıklı Yaşam ve Fiziksel Egzersizin Önemi” konulu konferans verildi. Prof. Dr. Solmaz Erdem, Prof. Dr. Hakan Boyunağa ve Fizyoterapist Betül Atak’ın konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.

    Fiziksel aktivite yapılmamasının bazı hastalıklara neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Solmaz Erdem, “Çağımızda mikrobik anlamda değil fakat sıklık açısından ve sayıları gittikçe artan hastalıklar var. Bunlara örnek olarak obeziteyi, diyabeti ve kalp damar hastalıklarını sayabiliriz. Bunlar araştırıldığı vakit sedanter (hareketsiz) yaşam tarzının başlıca faktör olarak karşımıza çıktığını görüyoruz.  Yani günlük yaşantımızda fiziksel aktivitelerin minimuma indiği, daha çok oturarak eğitim veya çalışma hayatımızı sürdürdüğümüz durumunu tablolarda görüyoruz. Bu fiziksel aktivite yetersizlikleri vücudumuzda bir takım aksaklıklara sebebiyet veriyor. Bizim buradaki mevcudiyetimiz sizleri bu hususta bilinçli bir birey olarak görmek istememizdir” dedi.

  Prof. Dr. Hakan Boyunağa, konuşmasında fiziksel aktiviteye neden ihtiyacımız olduğunu anlattı.  Prof. Dr. Hakan Boyunağa, “Egzersiz, yalnızca sportif bir aktivite değildir. Aerobik ya da anaerobik şartlarda gerçekleştirilen fiziksel aktivitelerin tümüdür. Fiziksel aktivite bazal metabolizmanın üzerinde enerji harcatan her türlü bedensel aktivitedir. Biliyorsunuz ki egzersiz, vücut ısısını artırmaktadır. Bu vücut ısısın artışı ise, tüm organizmadaki enzimlerimizin daha hızlı çalışmasına neden oluyor. Mesela yenidoğanlarda kahverengi yağ dokusu olarak adlandırdığımız bir doku vardır. Bu doku ısı üretir. Çünkü yenidoğanların çok hızlı bir şekilde hücre bölünmesine ihtiyacı var ve organları çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Bunları yüksek vücut ısısıyla daha hızlı gerçekleştirecek. Yaş ilerledikçe bu doku azalmıyor, fakat oransal olarak düşüyor. Böylelikle ısı üretimi düşüyor. İşte tam da bu sebeple bizlerin egzersize olan ihtiyacı zorunlu hale geliyor” dedi.

  Fiziksel aktivitenin sağlıkla doğrusal ilişkisi olduğunu ifade eden  Fizyoterapist Betül Atak,   “ Yaşa bağlı oluşabilecek sağlık risklerini çeşitli yöntemlerle en aza indirebilmek için temel etkenlerden biri fiziksel aktivitedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014 yılı raporuna göre hareketsiz yaşam tüm dünyada bulaşıcı olmayan hastalıklardan meydana gelen ölümlerin temel risk faktörleri arasında yer almakta ve yılda yaklaşık 3 milyon kişinin hayatının sonlanmasına sebep olmaktadır. 2012 yılı sağlık verilerine göre ise fiziksel aktivite birçok hastalıktan koruyucu ve birçok hastalıkta da tedavi edici etki gösterdiği bilinmektedir. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu raporuna göre ülkemizin %72’si fiziksel olarak inaktif bulunmuş ve bu oranla hareketsiz yaşam tarzının ülkemiz için ciddi boyutlarda olduğunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.