
Üniversitemizde 55. Kütüphane Haftası
münasebetiyle “Kültürel Kalkınma İçin Yaşayan Kütüphaneler” konulu konferans
düzenlendi. Doç. Dr. Erol Yılmaz’ın konuşmacı olduğu konferansa Rektör
yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Başalan, Kütüphane Dokümantasyon Dairesi Başkanı
Hulusi Şengül, idari ve akademik personelimiz katıldı.
“ Ölü” Mekânlar Toplum Tarafından
Kütüphane Olarak Kabul Edilmez
Konuşmasına geçmişten bugüne Ülkemizde kütüphanelerin durumu anlatarak başlayan Doç.
Dr. Erol Yılmaz “Kütüphaneler, kitap ödünç alınan, çeşitli konularda farklı ölçeklerde araştırma yapılan, kullanıcının kullanımına sunulmuş
bütün alanlarda sessiz durulması
zorunlu olan, çıt çıkarmaksızın ders
çalışılan, sessizce sınavlara
hazırlanılan ölü mekânlar olarak
bilinir” diye belirtirken; Doç. Dr. Erol Yılmaz, bu mekânların “ÖLÜ” mekânlar olduğunu,
“ÖLÜ” mekanların toplum tarafından kütüphane olarak kabul edilmeyeceğini
ekleyerek şunları belirtti:“ Kütüphanelerde değişim şart ve yeni nesil
kütüphanecilik anlayışı olmalı. Ölü mekânlar yerine yaşayan kütüphaneler
olmalı, kütüphane personelinde değişim olmalı, kütüphane koleksiyonunda
değişim, kütüphane kullanıcısında değişim, kütüphane binalarında değişim,
kütüphane hizmetlerinde değişim olmalı”
Yaşayan Kütüphanelerin Özellikleri
Yaşayan kütüphaneleri;
yaşayan, nefes alabilen, hayat veren alanlar olarak tanımlayan Doç. Dr. Erol
Yılmaz, “Yaşayan kütüphaneler öncelikle bina ve mekân olarak cezbetmeli.
Ücretsiz olarak kitap ve CD-DVD gibi görsel-işitsel materyaller ödünç
alınabilen, danışma hizmetleri veren, engelliler ve güçsüzlere yönelik hizmetler
sunan, bilgiyi geniş halk kesimlerine sunan, bilimsel yayınlar dışında, günlük
gazetelere, haftalık ve aylık edebî dergilere en geniş şekilde ve kolaylıkla
erişilebilen, anne-baba ile kitap okunabilen, farklı sanatsal ve kültürel etkinliklere ücretsiz katılım imkânı
bulunan, ücretsiz olarak kurs verilen, konferans dinlenilebilen, Sempozyum vb.
toplantılara iştirak edilen, Yazar-okur buluşmaları ve imza günleri
düzenlenebilen ya da herhangi bir şey yapmaksızın, uygun bir köşesinde sessizce
istirahat edilen yerler olarak değerlendirebiliriz. Yaşayan kütüphaneler özetle
sadece kitap ödünç
alınan yer değil; bilgilenme mekânı, buluşma zemini, sosyalleşme alanı, evsizlere ev, sadece sessiz
mekânlar değil; sesli çalışılan alanlar, hareketli alanlar, teknoloji alanları, oyun alanları, yeme-içme alanları, esnek alanlar, çalışma alanları, sanat alanları, spor alanları, dinlenme alanları, vs. içeren bilgi, eğitim, sanat ve kültür merkezleri,
yani capcanlı yaşam alanlarıdır” şeklinde konuştu.
Konuşmanın ardından
Doç Dr. Erol Yılmaz’a Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Başalan tarafından
plaket takdim edildi.
Program sonunda katılımcılara
çekiliş ile Doç Dr. Erol Yılmaz’ın kitapları hediye edildi.


