28 Kasım 2019

Üniversitemizde “Mülteciler ve Tercümanlık Faaliyetleri” Konferansı


Üniversitemiz Bilim ve Sanat Topluluğu tarafından “Mülteciler ve Tercümanlık Faaliyetleri” konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Mesut Emre Karaköse, Üniversitemiz mezun öğrencilerimizden Adecco İnsan Kaynakları Proje Danışmanı Ahmet Aslan ve Türkiye Kızılay Derneği Takım Lideri Yakup Hüsame Köse katıldı.

Konuşmasına Türkiye’nin neden yoğun göç aldığı sorusuyla başlayan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Mesut Emre Karaköse, “Malum olduğu üzere ülkemiz göç yolları üzerinde bulunuyor. Dolayısıyla bölgesindeki istikrarsızlıklardan tarih boyunca Anadolu coğrafyası çok yakından etkilenmiş. Devamlı göç alan bir ülke pozisyonunda olmuş. Dolayısıyla iç siyaset gereği bazen bu mülteci politikasını başka yerlere çekmek isteyenler farklı bir algı oluştursa da Türkiye’nin Ortadoğu bölgesiyle tarihi ve coğrafi yakınlığı çok daha eskiye yani yüzyıllarca ötesine gidiyor. İç karışıklıklar, etnik çatışmalar, mezhep çatışmaları, totaliter rejimler, rejim baskısı… Neticede 2011 yılına kadar gelen süreç 2011’de Arap Baharı olarak tanımlanan bir süreçle bir patlama noktasına geldi. Ardından bazı Arap ülkelerinde devrimler yaşandı. Yeni yönetimler iş başına geldi. Suriye’de ise 2011’in Mart’ında olaylar başlamakla birlikte çok değişik bir hal aldı. Dünyanın bütün egemen devletleri Suriye sahasında varlık gösterdiler. Tabi bu yaşanan istikrarsızlık hadiselerinden Suriye’nin komşu ülkeleri yoğun şekilde etkilendiler ama en yoğun göçü Türkiye Cumhuriyeti aldı.  Hem en uzun kara sınırına sahip olduğu için hem de Ortadoğu’nun diğer devletlerine göre daha istikrarlı bir halde oldukları için Türkiye resmi rakamlara göre 3,5 milyon göç aldı” diye belirtti.

Türkiye’deki göçmen sayısına değinen ve göç edenlerin yaşadıkları sorunlar için ne gibi çözümler üretilmesine de değinen Karaköse, “4 milyona yakın bir göçmen nüfusundan bahsedilebilir. Bu nüfusun hem entegrasyonunda hem adaptasyonunda hem de kendi içlerinde sosyal hayatlarının, ekonomik hayatlarının, aile hayatlarının devamlarında bazı sorunları var. Bunlara daha kalıcı çözümler bulamak adına devletin bundan sonra planlama yapması için akademinin de sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla çalıştaylar yapması gerekiyor ama bu sorunun kalıcı çözümü Suriyelilerin geri dönüşüdür. Hem iç kamuoyunu rahatlatacak hem de kendilerinin büyük oranda istedikleri özellikle belli bir yaşın üstündekilerin asli olarak vatanlarına geri dönüşüdür. Bu işinde kalıcı çözümü de geri dönüştür. Bir savaşın bir ateşin ortasına onları atmak bir çözüm değil. Suriye sahası istikrarlı bir hale geldikten sonra insanların gönüllüğü esas alınarak teşvik edilerek güvenli ve gönüllü bir geri dönüşümden bahsedebiliriz. Sizlere büyük bir istihdam alanı açılmış oluyor. Milyonlara ulaşmış olan bir kitle Arapça konuşuyor ya da Farsça konuşanlar da var.  Sizler için kamu kurumlarında ya da sivil toplumda, akademide geniş bir alan açılmış oluyor. Bunu değerlendireceksiniz. Arkadaşlarımız da buna ilişkin ipuçları verecek” şeklinde konuştu.

Karaköse’nin ardından Adecco İnsan Kaynakları Proje Danışmanı Ahmet Aslan konuşma yaptı. Konuşmasına Mütercim ve Tercümanlık öğrencilerine kariyer geçmişini ve başarısını anlatarak başladı. Öğrencilere kariyerlerinde iyi bir noktaya gelebilmeleri için mezun olmadan önce yapmaları gerekenleri sıralayan Aslan: “Arapça ya da Farsça dil seviyeniz iyi bir derecede olduğu zaman inanılmaz derecede iş piyasası var sizin için.  İsteyince her şey oluyor. Size neden kendimden örnek veriyorum? Gerçekleri size aktarmak istiyorum. Kızılay Kariyeri ilk kuran benim arkadaşlar. İlanları ben açıyor, değerlendirmeleri ben yapıyordum. Yarın farklı bir kariyer sitesini siz kuracaksınız, siz yöneteceksiniz. YDS puanlarınızı bu sıralardayken alın. Yapacaklarınızı mezuniyet sonrasına bırakmamalısınız. İşsizlik psikolojisine bürünmemelisiniz aksi takdirde hem kendinizi hem de dilinizi bitirirsiniz. Hayatınıza yaptığınız her şey size kariyer olarak geri dönüyor” şeklinde konuştu.

Türkiye Kızılay Derneği Takım Lideri Yakup Hüsame Köse de Mütercim ve Tercümanlık öğrencilerine dil öğrenmenin avantaj olduğunu belirterek: “Ben bir dil eğitimcisi değilim ama bir şekilde hem Arapçayı hem İngilizceyi öğrendim ve kariyerimde kendi hayatımı bunlarla kazanmaya başladım. Dil öğrenim süreci, pek çok bilimsel araştırmayla da kanıtlanmış bir olgu. Dil sosyal bir araç ama öğrenimi bireysel bir süreç” dedi.

Konferans plaket takdimi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.