“Devrimden Sonra Libya: İnsan, Devlet ve Toplum” Konferansı


Üniversitemiz Orta Doğu Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sosyolojik Düşünce Topluluğu iş birliği ile “Devrimden Sonra Libya: İnsan, Devlet ve Toplum” adlı bir konferans düzenledi. Doğu Dilleri Bölümü Öğretim Görevlisi Muhammed El- Hüseyni'nin konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Doğu Dilleri Bölümü Hocamız Muhammed El- Hüseyni’nin “Devrimden Sonra Libya: İnsan, Devlet ve Toplum” sunumu ile devam etti.

Muhammed El- Hüseyni, toplumda meydana gelen değişikliklerin insanda meydana gelen değişikliklerden farklı olduğunu ve insanın kötü durumdan iyi duruma basit bir şekilde geçtiğini; toplumda ise bu durumun acı ve zor olduğunu belirterek Libya’nın geçmişten günümüze kadar durumuna değindi. Muhammed El- Hüseyni, “Libya Osmanlı devletinin egemenliği altındaydı. Osmanlı devletinden sonra İtalya, 1939 yılından yani 2. Dünya savaşından sonra İngiltere işgalini yaşadı. 10 yıl sonra Libyalılar bağımsızlığını kazanarak Birleşmiş Milletler tarafından bağımsızlığı kabul edildi. 1951 yılında bağımsızlığını tamamen kazanmış oldu. Libya etrafında Tunus, Mısır, Cezayir gibi ülkelerin yer aldığı Avrupa kıyılarına bakan bir ülkedir bu da bağımsızlık kazanmasında zorluk çekmesine neden olmuştur çünkü yabancı ülkelerin müdahalesi çok fazlaydı 24.12.1951 yılında Libya tam bağımsızlığını kazanmış oldu. 1951 yılının başlarında petrol keşfedildi ve hal böyle olunca Libya’nın karşılaştığı sorunlar artmaya başladı. Libya’nın siyasi açıdan sınıflandırılması petrolden önce ve sonra şeklinde olması gerekiyor.  Petrol ile birlikte, dünyanın bakış açısı da değişti yabancı şirketlerin Libya’ya gelmesiyle Libya’nın iç işlerine karışılması durumu daha da arttı.  Ardından Kaddafi, Kral İdris’e askeri darbe yaparak krallığın yıkılmasına sebep oldu” şeklinde konuştu.

Kaddafi’nin 40 yıl boyunca Libya’yı silahla ve istihbarat ile tek başına yönettiğini söyleyen Muhammed El- Hüseyni, “Kaddafi yönetimi baskıcı bir yönetimdi. Bu da doğal olarak halkın isyan için bir fırsat kollamasına yol açtı. 17 Şubat 2011 yılında halk ilk defa ayaklanarak bir anayasanın olmasını istemiştir.  Protestolar yaklaşık bir ay sürdü. Kaddafi bu protestolara karşı halka silah kullanmaya başladı. Kaddafi’nin bu tutumu diğer ülkelerin müdahalede bulunmasına neden oldu. Libyalılar da Kaddafi’ye karşı silahlanıp savaşmaya başladı. 1 yıl gibi bir süre sonra Kaddafi Libyalılar tarafından öldürüldü” dedi.

Kaddafi’den sonra İnsan, Toplum ve Devlette yaşanan değişmeleri anlatan Muhammed El- Hüseyni, “Okullarda eğitim düzeyi iyi değildi. Kaddafi yabancı dil eğitimini kaldırmıştı. 40 yıl boyunca siyasi anlamda çalışmalar yasaklanmıştı ve Ülkede partiler bulunmamaktaydı. Bu durumun bedelini Libya halkı çok ağır ödedi. Katliamlar arttı, toplu mezarlıklar arttı, küçük çocuklar bu savaş nedeniyle hayatlarını kaybetmiştir. İnsanlar ve hatta çocuklar da dahil edilerek halk silahlandırıldı. Kısacası ülkede kaos hakimdi. Savaşların meydana geldiği ülkelerdeki insanlar bazen bir şehirden bir şehre ya da farklı ülkelere göç etmek zorundadır. Libya halkı da bu nedenle göç etmek zorunda kalmıştır”  diye konuştu.

2011 yılında Kaddafi’nin ölümünden sonra ilk meclisin kurulduğunu ve kurulan geçici hükümetler ve Devlet Başkanlarının siyasi çalışmalarından bahseden Muhammed El- Hüseyni,  “Dünyadaki büyük güçler, Libya’da yeni Başkanlık seçimin yapılmasını istemektedir. Özellikle Amerika Kaddafi’nin oğlunun Seyfülislam Kaddafi’nin seçilmesini hedefliyor. Başkanlık seçimi konusunda Libya siyasilerinin ve halkının görüş ayrılığının varlığı söz konusudur. Öğrencilere kitap dağıtılmazken halka silah dağıtılmaktadır. Bu da yakında bir iç savaşın olacağına işarettir. Maalesef kötü bir siyaset izlenmektedir, bunun bedelini de insan ve toplum ödemektedir “dedi.

Program öğrencilerin, konuşmacıya yönelttiği soruların cevaplanmasının ardından toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.