21 Mart Down
Sendromu Farkındalık Günü münasebetiyle, Özel Sporcular Yüzme Şampiyonu ve
Spor Bilimleri Fakültesi öğrencimiz Berkay Orak, annesi Sevinç Orak ve babası
Özkan Orak’ın katıldığı bir söyleşi programı düzenlendi.
Üniversitemiz
Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü tarafından, Engelsiz
Kültür Spor, Sanat Etkinlikleri çerçevesinde ve Spor
Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Sarol moderatörlüğünde yapılan
söyleşide Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Kürşat Öğülmüş de
konuşmacı olarak yer aldı.
Nurettin Topçu
Konferans Salonu’nda yapılan söyleşiye, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Sinan Ayan, Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Rüstem
Orhan, öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda
konuşan, Özel Eğitim Topluluğu Başkanı Elif Sude Subaşı, “21 Mart, down
sendromlu insanların 21. kromozomunun 3 tane olmasını simgeliyor. Dünya Down
Sendromu Gününde down sendromu hakkında farkındalık oluşturmak, down
sendromlu bireylerin ayrımcılığa uğramasını önlemek, erken ve sürekli eğitimin
önemine dikkat çekmek amaçlanıyor. Biz de bu amaç doğrultusunda Özel Eğitim
Topluluğu olarak Üniversitemiz Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi Berkay Orak,
annesi Sevinç Orak, babası Özkan Orak, değerli hocamız Doç. Dr. Halil Sarol ve Dekan
Yardımcımız, Özel Eğitim Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Kürşat Öğülmüş’ün
katılımı ile bir söyleşi düzenledik” dedi.
“Öğrenemeyen Çocuk Yoktur”
Moderatör Doç. Dr. Halil Sarol’un konuşmacıları tanıtması
ile başlayan söyleşide, oğlu Berkay’ın eğitim süreci ve süreçte yaşadıklarını
anlatan Sevinç Orak, “2000 yılında Berkay’ı kucağıma aldığımda bir gün böyle
bir üniversitenin salonunda Berkay’la ilgili bir konuşma yapabileceğim
hayallerimin bile ötesinde bir şeydi. Bana bu mutluluğu yaşatan başta
Rektörümüz, siz değerli hocalarıma ve oğluma, üniversitede ona her konuda
yardımcı olan arkadaşlarına, akademisyenlere çok teşekkür ediyorum. Bir anne
olarak engelli bir çocuğu kucağınıza aldığınızda hissettiğiniz şey, çok büyük
bir hayal kırıklığı oluyor. Berkay 1 yaşında iken bir özel eğitim kurumunda
eğitime başladı. Bir yıl sonra fark ettik ki Berkay’ın öğretmeni özel eğitim
değil psikolojik danışma ve rehberlik mezunuymuş. O zaman bende bir öğretmen
olarak özel eğitimi öğrenmem gerektiğine karar verdim ve Batıkent’te eğitim ve
uygulama okulunda çocuğuma ve bizim gibi engelli çocuğu olanlara faydamız olsun
diye göreve başladım. Anne ve babası olarak her zaman bir adım önde olmak için
çok büyük fedakârlık yaptık. Önümüze birçok engel çıkartıldı. Sadece okul
yönetimi ya da öğretmenlerle değil, okul arkadaşları ve onların velilerinin
önyargıları ile mücadele ettik. 20 sene önce şimdiki imkânların çoğuna sahip
değildik. Biz hiç yılmadık. Sevgili genç arkadaşlarım eğitimin mucizesi şu ki:
öğrenemeyen çocuk yoktur. Uygun yöntem ve teknikle, çok tekrarla her çocuk
öğrenir” dedi.
“Çalışa Çalışa 6 Ay Sonra Sol Kolu İle de Kulaç Atmayı
Başardı”
Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür
ederek sözlerine başlayan Özkan Orak, “Herkesin fiziksel gelişimi,
sosyalleşmesi ve bir topluluğa girmesi için bazı şeyler gerekli. Biz kendi
açımızdan Berkay’ın spor yapıp yapamayacağını kendimize hiç dert etmedik. Çünkü spor altyapısı olan birisiyim. Ben ilk olarak terapi maksatlı yüzme
havuzuna götürdüm. 8 yaşında Berkay yüzmeye başlayınca baktım ki Berkay suyu
seviyor. Oyunla başladığımız bu süreci bu seviyeye getirdik. Ben bir gün
Berkay’la yüzerken Özel Sporcular Federasyonu’ndan bir antrenör kardeşimiz,
Berkay’ın iyi yüzdüğünü, takıma katılabileceğini söyledi. Ben bu sürece
Berkay’ı hazırlamıştım. Antrenör bizi üç ay takip etti, dördüncü ayda Berkay
hazırdı ve ben de bu konuda istekliydim. Berkay önce sadece sağ koluyla
kulaç atıyordu. Çalışa çalışa 6 ay sonra sol kolu ile de kulaç atmayı başardı.
Bu durum hocaların da dikkatini çekti. Bu şekilde yüzme maceramız başladı.
Spor, bizlerin sosyalleşmesine, kendimizi ifade etmemize yarayan bir araç.
Berkay yüzmek istiyorsa yüzer, boks yapmak istiyorsa boks yapar. Tabii ki bunun
da bir metodu vardır. Spor konusunda da özel eğitim konusunda da çocuğa
yüklenmeye gerek yok. Yapabildiği kadar yapsın. Kapasitesini zorlarsanız
olumsuz durumlar yaşanabiliyor. Biz bunları hissedersek geri çekiliriz,
dinlendiririz. Başka bir metod deneriz. Sporu sevdireyim derken illa da milli
sporcu olacak diye zorlamayı doğru bulmadım. Hala aynı şekilde düşünüyorum.
Özel eğitim ve özlük hakları da çok önemli. Ben Türk Silahlı Kuvvetler
mensubuyum. Bizimle aynı durumda olan Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri ile
Jandarma personeli olarak durumumuzu, özlük haklarımızı komutanlarımıza
ilettik. Ben, Berkay’ın durumuna dair amirime bilgi verdim. Çünkü amirim,
komutanım down sendromunun ne olduğunu bilmiyordu ve bunu onlara öğretmemiz
gerekiyordu. Anlattım ve Berkay’ı onlarla tanıştırdım. Buralara kadar gelirken
bunları yapmamız gerekiyor. Siz bir öğretmen olarak aileye mutlaka bunları
aşılamalısınız. İzin ve tayin haklarını, eğitime dair haklarını, destekleri
bilmeden kendinizi ifade edemiyorsunuz” şeklinde konuştu.
“Hiç Yılmadan Önüme Gelen Engelleri Aştım”
Spor Antrenörlüğü Bölümü 2. Sınıf öğrencimiz Berkay Orak,
“Bana bu üniversitede okuma fırsatı veren başta Rektörümüz Prof. Dr. Ersan
Aslan olmak üzere, Dekanımız Prof. Dr. Sinan Ayan hocamıza, her zaman beni
destekleyen bana yardımcı olan bütün hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Yüzmede
birçok başarılarım ve madalyalarım var. Spora ve özel eğitime çok emek
verdim, çok çalıştım ve bu günlere geldim. Hiç yılmadan önüme gelen engelleri
aştım. Bundan sonraki hedefim ise okulumu bitirip meslek sahibi olmak. Herkese
çok teşekkür ediyorum” dedi.
“Eğitimcilere Çok Önemli Sorumluluk Düşüyor”
Son 20 yılda Türkiye’de özel eğitime verilen önemin
arttığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kürşat Öğülmüş, “Burada buzdağının üzerinde
bir başarı görünüyor ve biz buna odaklandık. Ancak buzdağının altında sabır,
işbirliği, mücadele, inanç gibi önemli değerler var. Bu mücadeleden dolayı
Berkay’ı, anne ve babasını tebrik ediyorum. Program vesilesiyle özel
eğitimin son 20 yılını da görmüş oluyoruz. 20 yıl önce durum çok vahimdi.
Berkay’ın durumunda, yani translokasyon durumunda hafif düzeyde zihin
yetersizliği olan bireylerin eğitim alabileceği çok sınırlı imkânlar vardı.
Kaynaştırma ortamlarında ciddi problemler yaşanıyordu. 20 yıl önce
üniversitelerde sadece 3 özel eğitim bölümü varken günümüzde 23’ü devlet 22’si
özel üniversitelerde olmak üzere 45 bölümde özel eğitim öğretmenleri yetişiyor.
20 yıl önce Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde (RAM) bu konuda yeterli
bilgi sahibi olmayan kişiler çalışıyordu. Çocuklarına yeterli destek sağlama
imkânı olmayan, hangi haklara sahip olduğunu bilmeyen birçok aile var. Burada
eğitimcilere çok önemli sorumluluk düşüyor. Çocuklarının durumunu kabullenen,
haklarını bilen aileler, işbirliğine açık oluyor. Gördüğümüz örnekte ilk
anlardan itibaren Berkay’ın ailesinin ciddi anlamda azim ve mücadele örneği
göstererek başarılı olduğuna şahit oluyoruz. Ev sahibi olarak
Sevinç Hanım’a, Özkan Bey’e ve Berkay’a programımıza katıldığı için teşekkür
ediyorum. Sizleri tebrik ediyorum” dedi.
Moderatör Doç. Dr. Halil Sarol, yaşadıklarını ve
tecrübelerini bizlerle paylaştıkları, özel eğitimin önemini ve ülkemizde özel
eğitimin geldiği seviyeyi bizlere anlatarak farkındalık oluşmasına katkı
sağladıkları için konuşmacılara teşekkür etti.
Soru-cevap ile devam eden söyleşi, Spor
Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Ayan, Spor Bilimleri Fakültesi Dekan
Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Rüstem Orhan ve Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr.
Öğr. Üyesi Kürşat Öğülmüş’ün, Sevinç Orak, Özkan Orak ve Berkay Orak’ a plaket
vermesi ve hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile sona erdi.
















