18 Kasım 2016

Üniversitemizde Dünya KOAH Günü Etkinliği Düzenlendi


Üniversitemiz Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi ve Toraks Derneği il temsilcisi Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu başkanlığında ve Sağlık Bakanlığı Kırıkkale Halk Sağlığı işbirliğiyle  Üniversitemiz Tıp Fakültesinde KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Kırıkkale ili ve çevresinden 35 pratisyen hekimin katıldığı toplantıda Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu ve Doç. Dr. AyşeBaççıoğlu konuşmacı olarak yer aldı.

KOAH Nedir?

Hastalık hakkında bilgi veren Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, KOAH’ın nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığı olduğunu belirterek “KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır.  KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH'lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir.” dedi.

 Tüm Dünyada 3. Ölüm Nedeni

Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre  KOAH’ın  yılda 2.9 milyon ölüme neden olduğunu belirten  Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, “Günümüzde tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5.5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen 3. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin  %61.5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir” şeklinde konuştu.

Sigara İçenler Risk Altında

KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörünün sigara dumanı olduğunu belirten  Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, “Sigara içenler, içmeyenlere göre daha fazla solunumsal şikayetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır” dedi. Ayrıca Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, KOAH gelişiminde iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğunu ve fiziksel aktivitede azalma, hareketsizliğin de artık bir risk faktörü olarak kabul edildiğini söyledi.

  
          KOAH’lı Bir Hastanın Şikayetleri Nelerdir?

Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, KOAH’da en sık görülen yakınmaların nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarma olduğunu belirterek “Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar” dedi.

Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında %30-40 azalma saptandığını belirterek hastalığın önlenmesinde ve ilerlemesinin engellenmesinde fiziksel aktivitenin önemini vurguladı.

KOAH Tanısı, Nefes Ölçüm Testi ile Kolayca Konuluyor

KOAH'ın tanısının basit ve ağrısız bir test olan nefes ölçüm testi ile kolayca konulabileceğini söyleyen Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu ,”KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ‘nefes ölçüm testini’ yaptırması gerekir” dedi.

Tedavisi Mümkün

KOAH’ın ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu, “KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir” açıklamasında bulundu.