Kırıkkale Meslek Yüksekokulumuzda İstiklal Marşımızın kabulünün
102. yılı münasebetiyle “İstiklal ve Hilal” konulu konferans yapıldı.
Üniversitemiz Fen
Edebiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Muhittin Eliaçık’ın konuşmacı olarak
yer aldığı konferansa Kırıkkale MYO Müdürü Doç. Dr. Özgür Selvi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Murat Gökgöz, akademik ve idari personelimiz ile
öğrencilerimiz katıldı.
Kırıkkale MYO
öğrencilerimizin linol baskı tekniğiyle
İstiklal Marşımızı ve Mehmet Akif Ersoy’u anlattığı eserlerden oluşan
Linol Baskı Dijital Sergisi’nin izlenmesi ile başlayan etkinlik Prof. Dr.
Muhittin Eliaçık’ın “İstiklal ve
Hilal” konulu konferansı ile devam etti.
İstiklal Marşımızın
yazılış sürecini, ordumuza ve
milletimize etkilerini anlatan Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, “12 Mart 1921
yılında İstiklal Marşı, Milli Marşımız olarak kabul edildi. Her yıl yapılan
etkinliklerle İstiklal Marşımızın mana ve önemi gençlerimize idrak ettiriliyor.
İstiklal Marşımız, Milli Mücadeleye kan, can ve heyecan getirmiştir. Yazılış
amacı da zaten budur. Rivayete göre İsmet İnönü bir Fransa ziyaretinde Fransız
ordusunda bir marş çalındığını ve bu marşın askerlere önemli derecede tesir
ettiğini görüyor. Buradan hareketle 1920 Aralık ayında bir Milli Marş yazdırılması düşüncesi ortaya
çıkıyor. Mehmet Akif, ödül olduğu için yarışmaya katılmak istemiyor. Ödül
verilmeyeceği söylenince Taceddin Dergahına kapanarak manevi bir atmosferde
mana cevheri, hayal mücevheri olduğu söylenen İstiklal Marşımızı yazıyor.
Mehmet Akif, öncelikle elinde Celaleyn Tefsiri, dilinde söz kıvılcımından
oluşan şiirleri olduğu halde Anadolu’yu düşmana karşı kenetledi ve vatanın
üzerinde gezen karamsarlık bulutlarının dağılmasında büyük rol oynadı. İstiklal Marşı, işgal edilmiş bir vatanda
ordu ve milleti, canla, kanla ve imanla kenetleyip bir araya getirdi. “Yırtarım
dağları enginlere sığmam taşarım” dediği gibi halkı, askeri coşturup zaferin
kazanılmasında mana silahı oldu. Mehmet
Akif bir söz askeridir. İstiklal Marşı da bir mana silahıdır. Tarih boyunca
gerçekleşen destanlaşmış başarıları incelediğimiz zaman, bu başarıların büyük
bir bölümünün söz kılıcıyla, mana silahıyla kazanıldığını görmekteyiz. Sözün ve
şiirin insan üzerinde olağanüstü etkisi vardır. Moral için söz gerekir.
İstiklal Marşımız gibi etkili olan manevi bir manzumenin Milli Mücadele’de
nasıl büyük bir etki yaptığını buradan hareketle daha iyi anlayabiliriz” dedi.
İstiklal Marşımızda
kullanılan ve bayrağımızda yer alan hilalin Türk Milleti için önemli bir sembol
olduğunu söyleyen Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, “Hilal, baş ve sondur. Cenabı
Allah hilali öyle bir yaratmıştır ki olağanüstü anlam taşır. Hicri takvimde
aylar doğuş hilaliyle başlar, batış hilaliyle sona erer. Ayın ilk ve son üç
günü hilaldir. On kıta olan İstiklal Marşımızın başlangıcında da sonunda da
hilal vardır. Türk tarihinde önemli bir semboldür. Allah, lale ve hilal’in
ebced hesabında değeri 66’dır. Hilal bu yönüyle tasavvufta ve edebiyatımızda
lale gibi vahdeti, Allah’ın birliğini hatırlatır. Hilali anlamayan dini,
bağımsızlığı ve vatanı anlayamaz. Ayın ilk günlerindeki doğuş hilalinin ve son
günlerindeki batış hilalinin bakış yönleri de önemlidir. Sola doğru baktığında
bu doğuş hilalidir. Sağa doğru baktığında ise batış hilalidir. Bayrağımızdaki
hilalin yönü 1978 yılında değiştirildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün nüfus
cüzdanında hilalin yönü sola doğrudur.
Şimdi ise nüfus cüzdanlarında sağa doğrudur. Aslında bunun üzerinde durulması lazım. Yön
neyi ifade ediyor? Sola baktığında umut,
doğuş hilali demektir. Yeni doğan bir
devlette hilalin yönü nasıl olmalı? Hilalin sola bakması lazım. Hilal
gökyüzünde hiçbir zaman bitmiyor. Batmasının ardından doğuyor. Hilalin, ilahi
ve ilham veren böyle bir yönü var. Hilalin İstiklal Marşımızda ve bayrağımızda
yer alması çok önemlidir. Hilal demek istiklal demektir. Ayın ilk üç günü
görülen hilalin ayın sonunda da hilal olacağı belli. Kıyamete kadar bu hilal
devam edecek. Hilal şuuruyla olunduğu
sürece bu istiklal devam edecek. O zaman
hilal şuuruyla yaşamak gerekiyor. Hilal bir semboldür ama duygu ve
düşüncelerimizi dirilten ve geliştiren sembollerdir. Sembollerle düşünerek duygu ve düşüncelerimizi
güçlendirebiliriz. “Nazlı hilal” ve “Şanlı hilal” şeklinde İstiklal Marşımızda
geçen ve bayrağımızda yer alan hilalin temsil ettiği manayı ve istiklal
kavramının gençlerimize yeterince anlatılmadığını düşünüyorum. Yeni neslin
canını verecek kadar ülkemizi sevmesi bununla sağlanabilir. İstiklal namus demektir.
Vatanımıza ve değerlerimize göz dikenlere, el uzatanlara fırsat vermemek
demektir. Hilal ve İstiklal kavramları bütün adaletsizliklerin köküne kibrit
suyu döküyor. İnşaallah bu duygu ve düşünceler gençlerimize, yeni nesillerimize
anlatılır ve eğitim sistemimizde yer alır. Göklerde hilalin hiç inmediği gibi
inşallah İstiklal Marşımız da sonsuza değin bu topraklarda okunur. Dünya var
oldukça doğudan batıya, kuzeyden güneye gökyüzünde her tarafta bir hilal
vardır. Amerika’ya gitseniz de Japonya’ya gitseniz de yeryüzün her tarafında
hilali görebilirsiniz. İstiklal Marşı’nın kabul ediliş günü de yazılış günü de
hesaplarıma göre hilal gününe rastlıyor. Böyle bir tevafuk da var. Hilalin
kıyamete kadar süreceğinde bir şüphe yok. Önemli olan bizim onu anlayıp istiklalimizi
yaşatmamızdır. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Muhittin
Eliaçık, konuşmasının sonunda dinleyicilerin sorularını cevapladı.
Kırıkkale MYO Müdürü
Doç. Dr. Özgür Selvi, Prof. Dr. Muhittin
Eliaçık’a verdiği kıymetli bilgiler dolayısıyla teşekkür etti.
Program, Kırıkkale
MYO Müdürü Doç. Dr. Özgür Selvi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Murat Gökgöz’ün Prof. Dr. Muhittin
Eliaçık’a plaket vermesi ile sona erdi.
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)