Üniversitemiz tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında Merkezi Derslikler binasında “Ruh Sağlığı
Hastalıklarına Yönelik Farkındalık” konulu panel düzenlendi.
Sağlık Bilimleri
Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Kübra Arslan
moderatörlüğünde yapılan panelde Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray
Taştan, Psikiyatri Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hanife Kocakaya ve Kırıkkale İl
Sağlık Müdürlüğü Sağlıklı Hayat Merkezi Psiko-Sosyal Destek Ünitesi Sosyal
Hizmet Uzmanı ve Aile Danışmanı Büşra
Nur Altaş konuşmacı olarak yer aldı.
Panele Sağlık Bilimleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yurdagül Erdem, Engelsiz Yaşam Birimi Koordinatörü ve İslami İlimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatıma Zeynep Belen, akademik ve idari personelimiz ile
öğrencilerimiz katıldı.
Panelin açılış
konuşmasını yapan Moderatör Doç Dr. Kübra Arslan, “Panelimize hoş geldiniz. Ruh
sağlığı, sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Dünya Sağlık Örgütü sağlığı
tanımlarken bedensel, ruhsal ve sosyal tam bir iyilik halinden bahsediyor. Tabi
ki ruh sağlığı dediğimiz zaman işin içerisinde insanlar ve diğer insanlarla
uyum ve etkileşim gündeme geliyor. Burada esneklikler ve yapılanmalar da
gündeme gelirken ruh sağlığı tanımını yapmak da zorlaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü
ruh sağlığını öncelikle bireyin kendi yeteneklerinin farkına varabilmesi,
yaşamın gerginlikleri ve zorlukları ile baş edebilmesi, üretken ve verimli bir
şekilde çalışması, içinde bulunduğu topluma katkı sağladığı bir iyilik hali
olarak ele alsa da bunun sadece ruhsal bir hastalık tanımlaması içinde
sınırlandırılmaması gerektiğini biliyoruz. Eldeki veriler, her dört kişiden
birinin hayatının belli döneminde ruhsal hastalıkla karşılaşma ihtimali
olduğunu bize söylüyor. Tedaviye ulaşan hasta sayısı 30 kişide 1 olunca biz
Dünya Engelliler Günü’ne yönelik farkındalığı ruhsal hastalıklara yönelik
yapmak istedik” dedi.
Program panelistlerin sunum
eşliğinde yaptığı konuşmalar ile devam etti.
“Ruh Sağlığı
Bozuklukları Tanı ve Tedavi Yöntemleri” konulu sunum yapan Psikiyatri Anabilim
Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hanife Kocakaya, “Katılımınız için teşekkür ederim. Panelimize
hoş geldiniz. Engellilik sadece fiziksel değil ruhsal anlamda da olabiliyor.
Ruhsal sağlığın iyi olmaması bireyde ve çevresindeki insanlarda bazı
problemlere neden olmaktadır. Ruhsal hastalığı olan birey demek zayıf karakterli
birey demek değildir ve ruhsal hastalıklar irade eksikliğinden kaynaklanmaz. Ruhsal
hastalıklar da fiziksel hastalıklar gibi biyolojik kökenli hastalıklardır ve
tedavi edilebilir. Bilimsel istatistikler, psikiyatrik hastalığı olan kişilerin
şiddet davranışı gösterme olasılıklarının toplumun geneline göre daha fazla
olmadığını bizlere göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ruh sağlığı; bireyin
kendi yeteneklerinin farkına vardığı, yaşamın normal stresleriyle baş
edebildiği, üretken ve verimli çalışabildiği, içinde bulunduğu topluma katkıda
bulunabildiği bir iyilik halidir. Ruhsal bozukluklar, kişinin düşünme, hissetme
ve davranış yeteneği etkiler. Bu da ilişkileri ve işi etkiler. Tek bir sebepten
ziyade birçok faktörün kombinasyonu olan
ruh sağlığı bozukluklarının başlıca nedenleri arasında stresli yaşam olayları, biyolojik
faktörler, bireysel psikolojik faktörler ve olumsuz çocukluk yaşamı olayları
yer alır” dedi.
Psikiyatri Anabilim
Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hanife Kocakaya, konuşmasının devamında yaygın ruhsal
bozukluklar, şiddetli ruhsal bozukluklar, madde ile ilişkili bozukluklar,
şizofreni, bipolar (iki uçlu) bozukluk ve bipolar bozuklukta duygudurum
dönemleri hakkında bilgi verdi.
Dr. Öğr. Üyesi Hanife
Kocakaya, konuşmasını Arthur Schopenhauer’un ‘Endişelerimizin, korkularımızın yarısından çoğu
başkalarının bizim için ne düşündüğü kaygısından gelir ve bu zehirli bir dikene
benzer. Bunu çıkarıp atamadıkça yaşayamayız, biz olamayız’ sözleri ile
tamamladı.
Psikoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Taştan, “Ruh Sağlığı Bozukluklarında Psikolojik
Sağlamlık: Nedenler ve Baş Etme” konulu
sunum yaptı. Prof. Dr. Nuray Taştan, konuşmasında “Hepiniz hoş geldiniz. Zorluklarla
baş etme biçimi, iyimserlik, umut ve psikolojik sağlamlık gibi faktörler
kişinin psikolojik kaynaklarıdır. İnsan biyolojik yapısı ve çevre ile
etkileşimi nedeniyle sürekli değişim içindedir. Bu bağlamda, psikolojik
sağlamlık kavramında en temel nokta; değişim içindeyken bazı bireylerin yaşamın
psikolojik, duygusal, sosyal ve akademik zorlukları karşısında yetersiz
olduklarını düşünürken bazı bireylerin baş edebileceklerini düşünmesidir. Psikolojik
sağlamlık olağanüstü bir özellik değildir. Koruyucu ve geliştirici faktörler
desteklendiğinde insanlar yaşamı boyunca karşılaşabileceği risklere karşı daha
donanımlı duruma gelebilir. Travmatik bir deneyim sonrası bir kişi depresyon
belirtileri gösterebilirken başka bir kişi aynı olay sonrası günlük yaşamına daha
kolay devam edebilmektedir. Psikolojik sağlamlık sadece bu zorlu deneyimleri
atlatabilmeyi değil aynı zamanda kişisel olarak gelişimi ve büyümeyi de içerir.
Zorlu deneyimler ne kadar acı verici olursa olsun bu deneyimlerin bireyin
hayatını belirlemek zorunda olmadığını, bireyin kendi hayatının kontrol
edebileceği ve değiştirebileceği birçok yönü olduğunu görmesini de sağlar. Psikolojik
sağlamlık, belli insanların sahip olduğu, diğerlerinin olmadığı bir özellik
değil; koruyucu ve geliştirici faktörlerle desteklendiğinde, bireyi donanımlı
ve baş edebilir duruma dönüştüren geliştirilebilir bir özelliktir. ” dedi.
Panel, Kırıkkale İl
Sağlık Müdürlüğü Sağlıklı Hayat Merkezi Psiko-Sosyal Destek Ünitesi Sosyal
Hizmet Uzmanı ve Aile Danışmanı Büşra
Nur Altaş’ın “Toplum Temelli Ruh Sağlığı ve Sosyal Hizmet” konulu sunumu ile devam etti. Sosyal Hizmet Uzmanı ve Aile Danışmanı Büşra Nur Altaş, sunumunda “Kıymetli
katılımcılar, sevgili öğrenciler hepiniz hoş geldiniz. Ruhsal bozukluklar, dünya genelinde milyonlarca bireyi
ve ailelerini etkileyen ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Ruh
sağlığı alanındaki gelişmeler Dünyada daha çok Avrupa ülkelerinde 1960’lı
yıllardan itibaren başlamıştır. Tüm dünyada etkili olmaya başlayan insan
hakları hareketleri ve Dünya Sağlık Örgütü’nün liderliğindeki uluslararası
gelişmeler neticesinde, herhangi bir ruh sağlığı politikası olmayan Türkiye’de
de Sağlık Bakanlığı tarafından 2006 yılında “Ulusal Ruh Sağlığı Politikası” (URSP)
metni, 2011 yılında da “Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı”(URSEP)
yayınlanmıştır. Böylelikle o güne kadar ülkemizde ruh sağlığı hizmet sunumunda
hakim olan hastane temelli ruh sağlığı hizmet modelinden toplum temelli ruh
sağlığı hizmet modeline geçiş süreci başlatılmıştır. Bu geçişle birlikte,
ruhsal rahatsızlığı olan bireylerle toplumun bilinçli bir şekilde etkileşimi bu
bireylerin insan hakları çerçevesinde muamele görmesi, toplumun ruhsal
rahatsızlıklar hakkında bilgi ve bilinç sahibi olması, damgalamanın önüne
geçilmesi ve böylelikle bu bireylerin kendilerine ve başkalarına karşı
ördükleri duvarı yıkmalarının sağlanabilmesi amaçlanmıştır. Damgalanma, ruhsal
hastalık tanısı almış bireylerin çevreyle kronik olumsuz etkileşim içinde
olmasıdır.” dedi.
Sosyal Hizmet Uzmanı
ve Aile Danışmanı Büşra Nur Altaş,
konuşmasının devamında toplum kaynaklı damgalanma, içselleştirilmiş damgalanma,
sosyal içerme, psikiyatrik sosyal hizmet ve biyo-psiko-sosyal model,
psikiyatrik sosyal hizmetin ruh sağlığı alanındaki işlevleri, koruyucu-önleyici-
rehabilite edici ruh sağlığı hizmetleri ve sosyal hizmet konuları hakkında
bilgi verdi.
Panel, dinleyicilerin
sorularının cevaplanması, konuşmacılara ve moderatör Moderatör Doç. Dr. Kübra
Arslan’a plaket verilmesi ile sona erdi.
.jpg)

.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)