Üniversitemiz İslami İlimler Fakültesi Felsefe e Din
Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatıma Zeynep Belen, ayet ve
hadisler ışığında Ramazan ayının manevi bereketinden faydalanmak ve bu güzellikleri
hayatımıza yansıtmak için yapmamız gerekenleri anlattı.
On bir ayın sultanı olarak bilinen Ramazan ayında
Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı belirten Yrd. Doç. Dr. Belen, “Ramazan bir
yandan bireyin kendini tanıdığı, Yaratıcısı ile iletişime geçtiği; diğer yandan
paylaşmanın, yardımlaşmanın, ibadetlerin birlikte yapıldığı bir aydır. Kur’an-ı
Kerim’de Ramazan ayı şöyle ifade ediliyor: “Ramazan ayı insanlara yol
gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak
Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda
oruç tutsun” (Bakara, 2/185). Kur’an-ı Kerim’in ilk emri Oku’dur (Alak, 96/1).
Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette Yaratanımız insanın dünya, varoluş, hayatının
anlamı gibi konularda düşünmesini ve tefekkür etmesini istemektedir. Ramazan
ayı mukabele yani Kur’an’ın baştan sona okunarak hatmedildiği bir aydır. Bu
bağlamda Ramazan, Kur’an’ın anlamını düşünerek manevi hayatımızı yeniden inşa
etmemiz için yılda bir kez tattığımız bir zaman dilimidir” dedi.
Oruç
İbadeti Aç ve Susuz Kalmaktan İbaret Değildir
Yrd. Doç. Dr. Fatıma Zeynep Belen, Ramazan ayının iç
dünyamızdaki, hal ve hareketlerimizdeki yanlışları düzeltmek için bir fırsat
olduğunu ifade ederek, “Oruç ibadeti kişinin geçmiş hayatını gözden geçirmesi
ve manevi hayatı ile ilgili yeni kararlar alıp uygulaması açısından önem arz
eder. Oruç ibadeti, bireyin manevi hayatını zenginleştirmesine katkı sağlar.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ise “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan
bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari, İman,
28) buyurmuştur. Yine oruç ibadeti insanın iradesini güçlendirmesine, öfkesini
kontrol etmesine, nimetlere şükür etme bilincini kazanmasına vesile olur. Yine
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) oruçlunun kendini koruması gereken davranışları
şöyle ifade etmiştir: “Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü
konuşmasın. Eğer biri, kendisi ile dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki
defa ‘Ben oruçluyum.’ desin.” (Buhari, Savm, 2). Bu hadis-i şerif ışığında
orucun, bireyin manevi gelişimini sağlayan bir süreç olduğunu da
söyleyebiliriz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), oruç ibadetin sadece aç ve susuz
kalmaktan ibaret olmadığını şu şekilde söylemiştir: “Oruç tutan nice kimseler
vardır ki, oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır.” (İbn Mace, Sıyam, 21), “Yalanı
ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın
ihtiyacı yoktur” (Buhari, Savm,8). Bu hadisler, ibadetler ve ahlaki davranışlar
arasında kişinin tutarlı olması gerektiği mesajını vermektedir.
Ramazan
Birlik ve Beraberlik Ayıdır
Ramazan ayının toplumsal ve sosyal bağları
güçlendirdiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Belen, “Ramazan ayı boyunca yalnız,
kimsesiz, yaşlı, yoksul, engelli kardeşlerimizle daha çok ilgilenmemiz ve
soframızda onlara yer açmamız bu bereketli ayın yardımlaşma ve paylaşma ruhuna
katkıda bulunacaktır. Yaratanımız bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Allah'a kulluk edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlara,
yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, arkadaşa, yolcuya ve
hizmetinizde bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip övünenleri
elbette sevmez” (Nisa 4/36). Bu bağlamda, en yakınımızdan başlayarak iyilik
bilincine katkı sağlamak üzere İslami İlimler Fakültesi Derneği’nin de desteği
ile oluşturulan ve bu yıl üçüncüsü düzenlenen İftar Çadırı Etkinliği yurt dışı
ve yurt içinden gelen yerli ve yabancı öğrencilere Ramazan ayı boyunca iftar
programı düzenlemektedir. Bu iftar programının Ramazanın birlik, beraberlik,
kardeşlik ve paylaşma gibi sosyal boyutunun yanı sıra sevgi, merhamet, şefkat,
diğerkâmlık gibi manevi değerlerin yaşanmasına yardımcı olacağı da
öngörülmektedir” ifadelerini kullandı.