Üniversitemiz Psikoloji Topluluğu tarafından Yahya Kemal Konferans Salonu'nda "Psikoloji Penceresinden Duygular" konulu seminer düzenlendi.
Psikolog Dr. Emine İnan'ın konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe Psikoloji Topluluğu Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Pelin Sağlam, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.
Duygu ve duygunun önemi hakkında bilgi veren Psikolog Dr. Emine İnan, "Duygu, belli fiziksel ve sosyal zorluklara ve fırsatlara tepki olarak ortaya çıkan, olay odaklı, nispeten kısa vadeli ve biyolojik temelli algı, deneyim, fizyoloji, eylem ve iletişim örüntüleridir. Başka bir deyişle, duygular çevremizde karşılaştığımız nesnelere, insanlara, olaylara ve kendi düşüncelerimize verdiğimiz tepkilerdir. Peki bu duygular neden var? Grup oluşturma ve hayatta kalma açısından duyguların önemi vardır. Çocuklar, duyguları kişiler arası iletişim ve bakım verenin yüz ifadeleriyle öğrenir.” dedi.
Psikolog Dr. Emine İnan; neşe/mutluluk, üzüntü, öfke, korku/kaygı, tiksinme ve şaşırma gibi duyguların temel duygular olduğunu; utanç-suçluluk, gurur-kibir, haset ve kıskançlığın ise öz bilinç duyguları olduğunu ifade etti. Temel ve öz bilinç duygularının tetikleyicileri ve sonuçları hakkında bilgi veren Psk. Dr. Emine inan, duyguların çocuklukta ortaya çıktığı ay ve yaş aralıkları, duyguyu tetikleyen durum ve duygu sonrası oluşan durumlar hakkında örnekler eşliğinde açıklamalarda bulundu.
Duygu düzenlemesi yapmamızın nedenleri ile duygu farkındalığı kazanmak için atılması gereken adımlara değinen Psikolog Dr. Emine İnan, “Duygu düzenleme; duygusal tepkilerin yoğun ve geçici özelliklerinin denetlenmesi, değerlendirilmesi ve üzerinde değişiklik yapılmasından sorumlu içsel ve dışsal süreçlerdir. İnsanlar duygularını bazen bilerek bazen de farkında olmadan düzenler. İstenmeyen, hoşa gitmeyen, uzun süren ve şiddeti fazla olan duyguyu düzenleme, değiştirme ihtiyacı duyarız. Sosyal ilişkilerde ilişkiyi koruma, kendi ihtiyaçlarını ya da çıkarlarını koruma ve başkaları tarafından olumsuz yargılanmama gibi duygu düzenleme motivasyonları vardır. Çoğunlukla duyguları görmezden gelme eğilimindeyiz. İçimizden bunu gösterme sinyali gelse de duygularımızı göstermemiz dışardan kabul görmediği için duyguları bastırma yoluna başvurabiliriz. Bu da çok enerji sarf etmemize neden olur. Farkındalık yerine bastırmayı tercih edersek bu duygular bizde psikosomatik bozukluklar, depresyon, kaygı, ıstırap ve acıya neden olur. Duyguyu fark etmeli, kabul etmeli ve sahip çıkmalıyız. Kendimize kulak verebilmeye ve şefkat göstermeye, hatalarımızı tekrarlamamak için yapabileceklerimize odaklanmalıyız. Suçlayıcı ve itham edici 'Sen Dili'ni kullanmak yerine kendimizi daha iyi anlamayı amaçlayan 'Ben Dili'ni kullanarak yapılan Duygu Odaklı Yazma (DOY) egzersizleri; bireylerin depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu ve stres puanlarını düşürürken duyguları adlandırma, duygusal farkındalık ve yaşam doyumu skorlarında artış sağlar. Ruminasyon gibi olumsuz duygu düzenleme stratejilerini azaltır ve akademik başarılarda artışa katkı sağlar. Sosyal destek, davranışsal aktivasyon, şükran, mizah, dikkati başka yöne çekme, problem çözme, kabullenme ve bilişsel yeniden değerlendirme olumlu duygu düzenleme stratejileri arasında yer alır ve bireye fayda sağlar.” şeklinde konuştu.
Konferans sonunda Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Esra Angın, verdiği değerli bilgiler dolayısıyla Psikolog Dr. Emine İnan’a teşekkür ederek çiçek verdi.

