29 Eylül 2017

Üniversitemiz 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni Yapıldı


Üniversitemiz 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni ve 25. yıl buluşması 27 Eylül Çarşamba günü,   Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve Üniversitemizin kurucu Rektörü Beşir Atalay’ın katılımıyla Mavi Salon’da yapıldı. Törende, “Eğitim, Bilim ve Kalkınma” konulu açılış dersi  Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar tarafından verildi. Törene, Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ömer Demir, Kırıkkale eski Valisi Ali Kolat, Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, Cumhuriyet Başsavcısı Erdoğan Bayrakdar, Bilim ve Sanayi Teknoloji eski Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Muammer Yıldız, TİKA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Birol Çetin, Kırıkkale Vali Yardımcısı Dr. Ayhan Özkan, il protokolü, dekanlarımız, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.

Öğretim üyelerinin katıldığı, Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunulmasıyla başlayan program Mavi Salon’da devam etti. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Radyo Televizyon Bölümü tarafından hazırlanan 25. Yıl Belgeseli izlendi. 
Protokol konuşmaları ve açılış dersinden sonra Üniversitemize büyük hibe yatırımlar yapan hayırsever iş adamları Maşallah Peker ve Hüseyin Aytemiz’e 25. yıl hediyeleri verildi.

Salondaki törenin ardından düzenlenen 25. yıl pikniğinde Üniversitemizin eski ve yeni mensupları bir araya geldi.

Üniversitemiz Eğitim ve Öğretimde Kaliteyi Ön Planda Tutan Bir Üniversitedir

Programın açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız, “Kırıkkale Üniversitesinin bu yıl çeyrek asırlık ömrünü idrak ediyoruz. Şükürle yâd ediyorum ki ben de ilk öğretim yılından beri bu Üniversitede çalışıyorum. Yirmi dört yıldır Kırıkkale Üniversitesindeyim.  Bugün yirmi dördüncü Akademik Açılışı gerçekleştiriyoruz. 58 Ön lisans programı, 52 lisans programı olmak üzere farklı 110 programda diploma veriyoruz. Lisansüstü programlar da buna dâhil edildiğinde oldukça fazla sayıda diploma programını yürüten Türkiye’nin büyük Üniversitelerinden birisiyiz. Bu sene kayıt yaptıran 8352 öğrenciyle beraber öğrenci sayımız 40 bin 733’e ulaşmıştır” dedi.

Üniversitelerin eğitim–öğretim, araştırma–geliştirme ve topluma hizmet olmak üzere üç temel işlevi olduğunu söyleyen Rektörümüz, “Kırıkkale Üniversitesi baştan beri eğitim ve öğretimde kaliteyi ön planda tutan bir üniversitedir. Gençlerimizi hem mesleklerine hem de hayata hazırlama yönünde dün olduğu gibi bugün de fedakâr hocalarımızla birlikte çaba gösteriyoruz. Mezunlarımız, mensuplarımız çok şükür bugün Türkiye’nin önemli mevkilerinde görev yapıyorlar. Biz hocalar, öğrencilerimize evlatlarımız kadar düşkünüz, onların başarısı bizim iftihar kaynağımızdır. Üniversitemiz Türkiye’nin en huzurlu üniversitelerindendir. Fikri ve vicdanı hür gençler yetiştirmeye özen gösteriyoruz.  Yeni öğretim yılının üniversitemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

Programda konuşma yapan Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, “25 yıl olmuş Kırıkkale Üniversitesi kurulalı. Yıllar çok hızlı geçmiş. Kırıkkale Üniversitesinin benim için ayrı bir yeri var çünkü ilk kuruluşunda Hocam, Rektör olarak geldi. Pek çok dersini aldığım hocalarım, Sayın Rektörümüz de başta olmak üzere buraya geldiler. Lisanstan arkadaşlarım burada araştırma görevlisi oldular. Bu nedenle o zamanlar Kırıkkale Üniversitesi, Üniversiteye gelenlerle bizim buluşma yerimiz, tanışma yerimiz olmuştu. Üniversitenin Kırıkkale ile ilgili kısım budur. Tabii ki şehirlere Üniversitelerin ekonomik açıdan katkıları vardır ama Kırıkkale Üniversitesinin bizim açımızdan en büyük kısmı sosyal ve kültürel açıdan yaptıklarıydı. Bugün gelinen noktada Beşir Hocam 20 bin olacak öğrenci sayımız demişti ama bugün 40 bin, Elhamdülillah çok iyi bir noktaya geldik . 25. yılın hayırlı olmasını diliyorum. Hocalarımız ve sizin önünüzde saygı ile eğiliyorum ve hepinizi saygı ile selamlıyorum” şeklinde konuştu.

Dünyadaki Yarış Artık Beyin Yarışı

Bugünün kendisi için çok özel bir gün olduğunu belirten Üniversitemizin kurucu Rektörü Prof. Dr. Beşir Atalay, “Bugün derin hatıraların, güzel duyguların yaşandığı bir gün.  Üniversitelerin yeni akademik yıla başlamaları ayrı bir heyecandır.  Hocalarımıza ve öğrencilerimize başarılar diliyorum.  25 yıl, uzun bir süre. Yani insan ömrünün yetişkin döneminin yarısıdır aşağı yukarı.  Geleceğe güveniyorum ve Kırıkkale Üniversitesinin geleceğini iyi görüyorum. İlk başta da Banliyö Üniversitesi ifadesini kullanmıştık. Yani Kırıkkale Üniversitesinden beklentimiz Ankara’da bulunan üniversitelerle yarışıyor olmasıydı. O potansiyel hala var. Birçok Üniversite kampüs sıkıntısı yaşarken Kırıkkale Üniversitesinde böyle bir sıkıntı yok.  Şu an hızlı tren başlayacak, otoban çalışması var, mevcut yollar rahatlıyor  vs.  yani  Kırıkkale Üniversitesine ulaşım daha kolaylaşacak” dedi.

Prof. Dr. Atalay, eğitimde kaliteye vurgu yaparak: “Dünyadaki yarış artık beyin yarışı; sanayileşme yarışı falan değil. İyi yetişmiş insanın yerini hiçbir şey tutmuyor. Dolayısıyla Üniversitelerdeki kaliteyi daima kaliteyi vurgulamak lazım. Türkiye’deki Üniversitelerin en önemli sorununun bu evrensel yarıştaki yerini görüyorum. Üniversite isminden de anlaşıldığı gibi evrensel bir kurumdur. Ülke ve yerel değildir ve yarış evrenseldir” dedi.

 Protokol konuşmalarının ardından “Eğitim, Bilim ve Kalkınma” konulu açılış dersi Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar tarafından verildi. Bilimsel alanda gelişmenin kalkınmaya katkı sağlayan önemli faktörlerden birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, “Ülkelerin Ekonomik büyüme ve kalkınma kavramları eş anlamlarda kullanılsa da aslında farklı kavramlardır. Büyüme kavramı nicel bir büyümeyi ifade ederken kalkınma, hayatın her alanında gelişime ve yükselmeye vurgu yapar. Eğitim düzeyinin düşük olması insan kaynağının niteliklerinin yetersizliğine ve bu da düşük verim ve fakirliğin devamı anlamına gelir. Dolayısıyla bu kısır döngüyü kırmak için dünyanın en iddialı, gelişmiş ülkelerine ve kuruluşlarına baktığımızda onların ayırt edici özelliklerinin kaliteli insan gücüne sahip olmalarına ve bu gücü etkin bir şekilde organize edip yönetmelerine bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Ülkelerin bilimsel gelişmişlik düzeyi ve bilim insanı sayılarıyla kalkınma düzeyi arasında bağlantı olduğunu görüyoruz. Bilimsel yayınlarda bir artışımız var ancak bu da çok tartışılacak bir konudur. Şu anda Türk üniversitelerinde bilim insanları büyük ölçüde İngilizcenin yoğun olarak kullanıldığı ülkelere ve piyasalara bedavadan araştırıcılık ve rapor sunuculuğu konumundadır. Kanaatime göre Türkiye’nin kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede muhakkak kendine özgü yayın ve benzeri açısından, endeksleme ve performans açısından ülke yararlarını ön planda tutan sistemleri kurmasına ihtiyacı vardır” dedi.

Eğitim ve Bilim Dilimiz Türkçe Olmak Zorundadır

Son yıllarda hükümetlerimizin önemli çalışmalarıyla okul-üniversite program sayıları, öğrenci ve araştırmacı sayıları, okullaşma oranı, eğitim ve AR-GE’ye ayrılan fonlar, yayın ve patent sayılarının ciddi bir şekilde artış gösterdiğini istatistiki verilerle anlatan Prof. Dr. Acar, “ Ancak daha iyisini yapmamız için eksikliklerimizi görmeliyiz. Türkiye’de maalesef olaylara sistem yaklaşımıyla ve stratejik bakmıyoruz. Kısa vadeli düşünüyor ve 20-30 yıl sonrasını görmüyoruz. İlgili paydaşlar arasında iletişim ve koordinasyon olmaması da bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yabancı dilde öğretimin Türkiye’nin çok temel ve halen süren bir eksikliği olduğunu not etmek istiyorum. Eğer Türkiye’nin bir medeniyet inşa veya ihya iddiası varsa eğitim ve bilim dilimiz Türkçe olmak zorundadır. Küreselleşen dünyada gerektiği kadar yabancı dil öğrenmek de şarttır.  Maalesef ülkemizde ‘Başka türlü yabancı dil öğretemiyoruz ki”  gerekçesine dayalı olarak sürdürülmektedir. Bu sorunun çözülmesi için daha fazla çalışma yapılması gerekir. Ben eğitim sistemimizdeki yabancı dil öğretim metodolojisinin, müfredatının, yöntemlerinin radikal bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu ertelenemez bir husustur” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Acar, İslam dünyasında ve ülkemizde zorlu bir süreç yaşandığını belirterek, “Türkiye 2016 yılında önemli bir tehlike atlattı. Atlattı sözünü saldırının bittiği anlamında almayın lütfen. Kanaatimce Türkiye ve İslam dünyası 2000’li yıllardan itibaren açıkça bir savaş ile karşı karşıyadır. Bu her türlü yöntemin kullanıldığı melez, hibrit bir savaştır. İdeolojisi ve inancı nasıl görünürse görünsün her türlü yasadışı örgütün, terör örgütlerinin kullanıldığı bir savaştır bu. Hedefi ise İslam ülkelerini Balkanlaştırmak ve parçalamaktır. Hedefte Türkiye de vardır. Burada özellikle yetkili kişiler, bilhassa bilim insanları rol modeli, fikir önderi konumunda olduklarını unutmadan topluma örnek olmalıdır. Bu savaş devam ediyor. Bu süreçte olabildiğince ayrılıkları bir kenara koyarak ortak değerlerimiz konusunda kapsayıcı bir yaklaşımı benimsemeliyiz” dedi. Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar’a hediye takdim etti.

Mavi Salon’daki program sonunda, 1500 kişinin aynı anda namaz kılabildiği Sinan Safter Peker Camisini hibe olarak yapan hayırsever iş adamı Maşallah Peker’e ve Hacılar Hüseyin Aytemiz Meslek Yüksekokulu binası ile Deneysel Araştırma ve Uygulama Merkezi binasını hibe olarak yapan hayırsever iş adamı Hüseyin Aytemiz’e kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından 25.yıl hediyeleri verildi.

Tören sonunda düzenlenen 25.yıl pikniği eski ve yeni personelimizi buluşturdu.