Üniversitemiz
2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni ve 25. yıl buluşması 27 Eylül Çarşamba
günü, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor
Komisyonu Başkanı ve Üniversitemizin kurucu Rektörü Beşir Atalay’ın katılımıyla
Mavi Salon’da yapıldı. Törende, “Eğitim, Bilim ve Kalkınma” konulu açılış
dersi Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı
Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar tarafından verildi. Törene, Yükseköğretim Kurulu
Üyesi Prof. Dr. Ömer Demir, Kırıkkale eski Valisi Ali Kolat, Kırıkkale Belediye
Başkanı Mehmet Saygılı, Cumhuriyet Başsavcısı Erdoğan Bayrakdar, Bilim ve
Sanayi Teknoloji eski Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan, Milli Eğitim Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Dr. Muammer Yıldız, TİKA Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Birol
Çetin, Kırıkkale Vali Yardımcısı Dr. Ayhan Özkan, il protokolü, dekanlarımız,
öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Öğretim
üyelerinin katıldığı, Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunulmasıyla başlayan program Mavi
Salon’da devam etti. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Radyo Televizyon Bölümü tarafından hazırlanan 25. Yıl Belgeseli izlendi. Protokol konuşmaları ve açılış
dersinden sonra Üniversitemize büyük hibe yatırımlar yapan hayırsever iş
adamları Maşallah Peker ve Hüseyin Aytemiz’e 25. yıl hediyeleri verildi.
Salondaki
törenin ardından düzenlenen 25. yıl pikniğinde Üniversitemizin eski ve yeni
mensupları bir araya geldi.
Üniversitemiz Eğitim ve
Öğretimde Kaliteyi Ön Planda Tutan Bir Üniversitedir
Programın
açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız, “Kırıkkale
Üniversitesinin bu yıl çeyrek asırlık ömrünü idrak ediyoruz. Şükürle yâd
ediyorum ki ben de ilk öğretim yılından beri bu Üniversitede çalışıyorum. Yirmi
dört yıldır Kırıkkale Üniversitesindeyim.
Bugün yirmi dördüncü Akademik Açılışı gerçekleştiriyoruz. 58 Ön lisans
programı, 52 lisans programı olmak üzere farklı 110 programda diploma
veriyoruz. Lisansüstü programlar da buna dâhil edildiğinde oldukça fazla sayıda
diploma programını yürüten Türkiye’nin büyük Üniversitelerinden birisiyiz. Bu
sene kayıt yaptıran 8352 öğrenciyle beraber öğrenci sayımız 40 bin 733’e
ulaşmıştır” dedi.
Üniversitelerin
eğitim–öğretim, araştırma–geliştirme ve topluma hizmet olmak üzere üç temel
işlevi olduğunu söyleyen Rektörümüz, “Kırıkkale Üniversitesi baştan beri eğitim
ve öğretimde kaliteyi ön planda tutan bir üniversitedir. Gençlerimizi hem
mesleklerine hem de hayata hazırlama yönünde dün olduğu gibi bugün de fedakâr
hocalarımızla birlikte çaba gösteriyoruz. Mezunlarımız, mensuplarımız çok şükür
bugün Türkiye’nin önemli mevkilerinde görev yapıyorlar. Biz hocalar,
öğrencilerimize evlatlarımız kadar düşkünüz, onların başarısı bizim iftihar
kaynağımızdır. Üniversitemiz Türkiye’nin en huzurlu üniversitelerindendir. Fikri
ve vicdanı hür gençler yetiştirmeye özen gösteriyoruz. Yeni öğretim yılının üniversitemize hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
Programda
konuşma yapan Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, “25 yıl olmuş
Kırıkkale Üniversitesi kurulalı. Yıllar çok hızlı geçmiş. Kırıkkale
Üniversitesinin benim için ayrı bir yeri var çünkü ilk kuruluşunda Hocam,
Rektör olarak geldi. Pek çok dersini aldığım hocalarım, Sayın Rektörümüz de
başta olmak üzere buraya geldiler. Lisanstan arkadaşlarım burada araştırma görevlisi
oldular. Bu nedenle o zamanlar Kırıkkale Üniversitesi, Üniversiteye gelenlerle
bizim buluşma yerimiz, tanışma yerimiz olmuştu. Üniversitenin Kırıkkale ile
ilgili kısım budur. Tabii ki şehirlere Üniversitelerin ekonomik açıdan
katkıları vardır ama Kırıkkale Üniversitesinin bizim açımızdan en büyük kısmı
sosyal ve kültürel açıdan yaptıklarıydı. Bugün gelinen noktada Beşir Hocam 20
bin olacak öğrenci sayımız demişti ama bugün 40 bin, Elhamdülillah çok iyi bir
noktaya geldik . 25. yılın hayırlı olmasını diliyorum. Hocalarımız ve sizin
önünüzde saygı ile eğiliyorum ve hepinizi saygı ile selamlıyorum” şeklinde
konuştu.
Dünyadaki Yarış Artık
Beyin Yarışı
Bugünün
kendisi için çok özel bir gün olduğunu belirten Üniversitemizin kurucu Rektörü
Prof. Dr. Beşir Atalay, “Bugün derin hatıraların, güzel duyguların yaşandığı
bir gün. Üniversitelerin yeni akademik
yıla başlamaları ayrı bir heyecandır.
Hocalarımıza ve öğrencilerimize başarılar diliyorum. 25 yıl, uzun bir süre. Yani insan ömrünün
yetişkin döneminin yarısıdır aşağı yukarı.
Geleceğe güveniyorum ve Kırıkkale Üniversitesinin geleceğini iyi
görüyorum. İlk başta da Banliyö Üniversitesi ifadesini kullanmıştık. Yani
Kırıkkale Üniversitesinden beklentimiz Ankara’da bulunan üniversitelerle
yarışıyor olmasıydı. O potansiyel hala var. Birçok Üniversite kampüs sıkıntısı
yaşarken Kırıkkale Üniversitesinde böyle bir sıkıntı yok. Şu an hızlı tren başlayacak, otoban çalışması
var, mevcut yollar rahatlıyor vs. yani
Kırıkkale Üniversitesine ulaşım daha kolaylaşacak” dedi.
Prof.
Dr. Atalay, eğitimde kaliteye vurgu yaparak: “Dünyadaki yarış artık beyin
yarışı; sanayileşme yarışı falan değil. İyi yetişmiş insanın yerini hiçbir şey
tutmuyor. Dolayısıyla Üniversitelerdeki kaliteyi daima kaliteyi vurgulamak
lazım. Türkiye’deki Üniversitelerin en önemli sorununun bu evrensel yarıştaki
yerini görüyorum. Üniversite isminden de anlaşıldığı gibi evrensel bir
kurumdur. Ülke ve yerel değildir ve yarış evrenseldir” dedi.
Protokol
konuşmalarının ardından “Eğitim, Bilim ve Kalkınma” konulu açılış dersi Türkiye
Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar tarafından verildi.
Bilimsel alanda gelişmenin kalkınmaya katkı sağlayan önemli faktörlerden birisi
olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, “Ülkelerin Ekonomik büyüme ve
kalkınma kavramları eş anlamlarda kullanılsa da aslında farklı kavramlardır.
Büyüme kavramı nicel bir büyümeyi ifade ederken kalkınma, hayatın her alanında
gelişime ve yükselmeye vurgu yapar. Eğitim düzeyinin düşük olması insan
kaynağının niteliklerinin yetersizliğine ve bu da düşük verim ve fakirliğin
devamı anlamına gelir. Dolayısıyla bu kısır döngüyü kırmak için dünyanın en
iddialı, gelişmiş ülkelerine ve kuruluşlarına baktığımızda onların ayırt edici
özelliklerinin kaliteli insan gücüne sahip olmalarına ve bu gücü etkin bir
şekilde organize edip yönetmelerine bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Ülkelerin
bilimsel gelişmişlik düzeyi ve bilim insanı sayılarıyla kalkınma düzeyi
arasında bağlantı olduğunu görüyoruz. Bilimsel yayınlarda bir artışımız var
ancak bu da çok tartışılacak bir konudur. Şu anda Türk üniversitelerinde bilim
insanları büyük ölçüde İngilizcenin yoğun olarak kullanıldığı ülkelere ve
piyasalara bedavadan araştırıcılık ve rapor sunuculuğu konumundadır. Kanaatime
göre Türkiye’nin kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede muhakkak kendine
özgü yayın ve benzeri açısından, endeksleme ve performans açısından ülke
yararlarını ön planda tutan sistemleri kurmasına ihtiyacı vardır” dedi.
Eğitim ve Bilim Dilimiz
Türkçe Olmak Zorundadır
Son
yıllarda hükümetlerimizin önemli çalışmalarıyla okul-üniversite program
sayıları, öğrenci ve araştırmacı sayıları, okullaşma oranı, eğitim ve AR-GE’ye
ayrılan fonlar, yayın ve patent sayılarının ciddi bir şekilde artış
gösterdiğini istatistiki verilerle anlatan Prof. Dr. Acar, “ Ancak daha iyisini
yapmamız için eksikliklerimizi görmeliyiz. Türkiye’de maalesef olaylara sistem
yaklaşımıyla ve stratejik bakmıyoruz. Kısa vadeli düşünüyor ve 20-30 yıl
sonrasını görmüyoruz. İlgili paydaşlar arasında iletişim ve koordinasyon olmaması
da bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yabancı dilde öğretimin Türkiye’nin
çok temel ve halen süren bir eksikliği olduğunu not etmek istiyorum. Eğer
Türkiye’nin bir medeniyet inşa veya ihya iddiası varsa eğitim ve bilim dilimiz
Türkçe olmak zorundadır. Küreselleşen dünyada gerektiği kadar yabancı dil
öğrenmek de şarttır. Maalesef ülkemizde
‘Başka türlü yabancı dil öğretemiyoruz ki”
gerekçesine dayalı olarak sürdürülmektedir. Bu sorunun çözülmesi için
daha fazla çalışma yapılması gerekir. Ben eğitim sistemimizdeki yabancı dil
öğretim metodolojisinin, müfredatının, yöntemlerinin radikal bir şekilde
değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu ertelenemez bir husustur” şeklinde
konuştu.
Prof.
Dr. Acar, İslam dünyasında ve ülkemizde zorlu bir süreç yaşandığını belirterek,
“Türkiye 2016 yılında önemli bir tehlike atlattı. Atlattı sözünü saldırının
bittiği anlamında almayın lütfen. Kanaatimce Türkiye ve İslam dünyası 2000’li
yıllardan itibaren açıkça bir savaş ile karşı karşıyadır. Bu her türlü yöntemin
kullanıldığı melez, hibrit bir savaştır. İdeolojisi ve inancı nasıl görünürse
görünsün her türlü yasadışı örgütün, terör örgütlerinin kullanıldığı bir
savaştır bu. Hedefi ise İslam ülkelerini Balkanlaştırmak ve parçalamaktır.
Hedefte Türkiye de vardır. Burada özellikle yetkili kişiler, bilhassa bilim
insanları rol modeli, fikir önderi konumunda olduklarını unutmadan topluma
örnek olmalıdır. Bu savaş devam ediyor. Bu süreçte olabildiğince ayrılıkları
bir kenara koyarak ortak değerlerimiz konusunda kapsayıcı bir yaklaşımı
benimsemeliyiz” dedi. Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Prof. Dr. Ahmet Cevat
Acar’a hediye takdim etti.
Mavi
Salon’daki program sonunda, 1500 kişinin aynı anda namaz kılabildiği Sinan
Safter Peker Camisini hibe olarak yapan hayırsever iş adamı Maşallah Peker’e ve
Hacılar Hüseyin Aytemiz Meslek Yüksekokulu binası ile Deneysel Araştırma ve
Uygulama Merkezi binasını hibe olarak yapan hayırsever iş adamı Hüseyin
Aytemiz’e kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Beşir Atalay tarafından 25.yıl hediyeleri
verildi.
Tören
sonunda düzenlenen 25.yıl pikniği eski ve yeni personelimizi buluşturdu.










