Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Sait Reçber tarafından Üniversitemizde ‘İslam,
Deizm ve Ateizm’ konulu konferans verildi. İslami İlimler Fakültesi ve İlahiyat
Topluluğu işbirliğiyle Yahya Kemal Konferans Salonu’nda düzenlenen programa
öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz katıldı.
Kültürel ve entelektüel anlamda başka
kültürlerin tesiri altına girmemek için kendi değerlerimizi ve farklı
kültürleri iyi tanımamız gerektiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Sait Reçber, “Nasıl
ki bugün kültürümüz batı kültürünün tesirinde belirgin bir şekilde
biçimleniyorsa entelektüel anlamda da benzer ya da aynı edilgen süreçlerden söz
etmemiz mümkün. Bundan etkilenmemenin
yolu insanların düşünsel anlamda kendilerini daha iyi tanımaları ve bu
çerçevede başka düşüncelere karşı yeterli entelektüel mukavemete sahip
olmalarıdır. Kendi değer ve doğrularını keşfedip hayata geçirmeleri
gerekmektedir. “ dedi.
Dinlerin
Arasındaki Farklar Önemsenmeksizin Bir Muamele Edilmeye Çalışılıyor
Prof. Dr. Reçber, Ateizm ve deizm’in
İslam’ı da içine alan genel bir
olumsuzlama ile karşımıza çıktığını belirtti. Dinler arasında belirgin farklar
olduğunu ve bu farklar gözetilmeden yapılan değerlendirmelerin yanlış olacağını
ifade eden Prof. Dr. Reçber, “Genelde dinler teist ve teist olmayan dinler
olmak üzere ikiye ayrılıyor. Teist dinlerden kasıt vahye dayanan Musevilik,
Hristiyanlık, İslam iken, teist olmayan dinler Budizm, Hinduizm gibi dinlerdir.
Aralarındaki temel fark teist dinlerin kuvvet, kudret ve yaratma gibi kişisel
niteliklere sahip olan bir tanrı tasavvuruna sahip olmasıdır. Ancak teist
dinler arasında da kayda değer önemli farklar var. Birisine yöneltilen itirazın
diğerine de yöneltileceğini ya da yöneltilemeyeceğini düşünmek hata olur. Ne yazık ki günümüzde sekülerleşen
dünyanın etkisiyle dinler hakkında incelikli olmayan değerlendirmeler
yapılıyor. Dinlerin arasındaki farklar önemsenmeksizin bir muamele edilmeye
çalışılıyor. Bu durum bir çok yanlışın da temelini oluşturuyor. Dolayısıyla
hangi dine hangi gerekçeyle itirazın yapıldığının iyice tespit edilmesi lazım”
dedi.
Deizm hakkında bilgi veren Prof.
Dr. Reçber, “Deizm kabaca Tanrı’nın evreni yarattığını ve evreni kendi akışına
bıraktığını ifade eder. İnsanların neye inandıkları doğrunun ölçüsü değildir.
İnsanların ne yaptıkları başka bir
sorudur. İslam noktai nazarında önemli olan bence şudur: Acaba böyle bir inanca
gerçekten akıl yoluyla mı varmış yoksa sadece konforuna mı böyle bir inanca
bağlanmış? Çünkü deizm ortaya çıktığı dönemlerde biraz bu şekilde tezahür
etmiş. Geleneksel din anlayışını
benimseyemeyen insanlar kendilerini ‘deist’ diye yuvarlak bir kavram içinde
tanımlıyorlardı. Hristiyanlığa ve İslam’a karşı deist olmak aynı şey değildir.
İslam’a karşı deist olabilmesi için gerçekten akli manada İslam’ı nasıl elimine
edeceğini ortaya koyması gerektiğini düşünüyorum. Deistlerin bu itirazları
İslam’a yöneltip yöneltemeyeceklerini ortaya koymaları gerekiyor” dedi.
Kişilerin bazı gerekçelerle kendilerini ateist veya
deist olarak tanımlamalarının normal karşılanması gerektiğini belirten Prof.
Dr. Reçber, “Ancak bu kişilerin hangi ahlaki ve entelektüel gerekçelerle
İslam’ı reddettiklerinin cevabını
verebilmeleri gerekir. Zihninde İslam’ın yerine neyi koyabileceğini belirlemesi
gerekir. Eğer bu alternatifi sunmadan
sadece tepkisel bir inanç biçimi olarak ortaya çıkıyorsa bunun
entelektüel manada ikna edici olması beklenemez” şeklinde konuştu.
Program, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Baş’ın Prof.
Dr. Mehmet Sait Reçber’e plaket vermesiyle sona erdi.
