Üniversitemiz
Bilim ve Sanat Topluluğu tarafından “ Ortadoğu’da Güncel Gelişmeler ve
Türkiye” adlı panel düzenlendi.
Moderatörlüğünü Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’nun yaptığı panele konuşmacı
olarak Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Başkanı Süleyman
Erdem, Başkan Yardımcıları Mesut Emre Karaköse
ve Cesurhan Taş katıldı.
Açılış
konuşmasını Panelin Moderatörü Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu yaptı. Prof. Dr. Karaismailoğlu’nun ardından konuşma
yapan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Cesurhan Taş,
Ortadoğu coğrafyası, kültürü ve Büyük Ortadoğu Projesinin tarihi gelişimi
hakkında bilgi verdi.
Ortadoğu Ülkelerinin
Dillerini Bilen Eleman Yetiştirmeliyiz
Büyük
Ortadoğu Projesinde Türkiye’nin hedef ülkeler arasında olduğunu ve üzerimize
düşen sorumluluklar bulunduğunu belirten Taş,” Büyük Ortadoğu Projesinde Türkiye
hedef ülkelerden birisi. Biz istesek de
istemesek de bu işin içerisindeyiz. Biz bu süreçten nasıl kazançlı çıkarız
bunun hesabını yapmalıyız. Devlet olarak
bunu düşünmek zorundayız. Bölgede ciddi anlamda Türkiye’ye dair algı yanlışlığı
var. Birincisi bu algıyı değiştirmek için bu ülkelerin dillerini bilen eleman
yetiştirmemiz lazım. Bu sadece devlet
tarafından değil sivil toplum üzerinden yapılmalı. Büyükelçilikler resmi
diplomasi yapar, o ülkelerin resmi taraflarıyla ilgilenir. Ya halk? Halka
dokunabilmek için halkı etkileyebilmek için derneklere, vakıflara, şirketlere
ihtiyacımız var. Bu nedenle onların konuştuğu dili çok iyi bilmeye ihtiyacımız
var” dedi.
Ortadoğu Eski
Zamanlardan Beri Medeniyetin Beşiği Olmuştur
Cesurhan
Taş’ın ardından konuşma yapan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan
Yardımcısı Mesut Emre Karaköse ise Ortadoğu sürecinin yeni olmadığını belirterek,
“Son 25 yılda, Amerika’nın Irak’a olan harekâtıyla başlayan bir süreç değil.
Eskilerden bağlarımız, köklerimiz olan bir konu. Son çeyrek asırdır Irak ve
Suriye’de yaşanan olaylar sebebiyle bölgemizdeki krizi daha yakından
hissediyoruz. Orta Doğuyla ilgili terör
batağı gibi ifadelerin kullanıldığını duyuyoruz, bu yanlış. Mezopotamya
dediğimiz Hazar, Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan bölge tarih öncesi
çağlardan itibaren keşiflerin yapıldığı, ilmin ilerlediği, insanlığın eski
zamanlarından beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bütün semavi dinlerin kutsal
mekanları bu coğrafyada yer almaktadır. Dolayısıyla Ortadoğu için eski dünyanın
kadim noktalarının çıkış noktası diyebiliriz. Bununla beraber dünyanın en
zengin yer altı maden kaynakları ve enerji rezervlerinin bulunduğu bölge olması
su götürülemez bir gerçektir” dedi.
Bölgeyi Çok İyi Bilen
İnsanlara İhtiyacımız Var
Panelin
son konuşmasını Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Başkanı
Süleyman Erdem yaptı. Erdem, “Ortadoğu
çok önemli bir yer. Dünyanın merkezi,
medeniyetin merkezi, enerji merkezi. Dünya açısından o kadar önemli ki
tek başına bırakılmıyor. Ortadoğuluların Ortadoğu’yu yönetmesi istenmiyor. ABD, soğuk savaştan sonra bölgenin yeniden
yapılandırılması, kendi menfaatlerine göre yapılandırılması, için plan
projesini hazırladı. Türkiye, dünya siyasetinde çok etkili bir ülke. Dolayısıyla,
bölgeyi çok iyi bilen insanlara ihtiyacımız var ki bu insanlar sayesinde doğru
politikalar uygulayabilelim” diyerek bölüm öğrencilerinin üzerlerine büyük
sorumluluklar düştüğünü vurguladı.
Panel, konuşmacıların soruları cevaplandırmasıyla
son buldu.