2019 Prof. Dr.
Fuat Sezgin Yılı etkinlikleri kapsamında Üniversitemizde gerçekleştirilen
Söyleşi Günleri’ne Siyaset Bilimci ve Yazar Dr. Savaş Barkçin konuk oldu. Eğitim
Fakültesi Nurettin Topçu Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘Biz Kimiz?’ konulu
söyleşiye akademik ve idari personelimiz
ile öğrencilerimiz katıldı.
Kim olduğumuzu
bilmenin önemine değinen Dr. Savaş Barkçin, “Gittiğim ve çalıştığım her yerde,
sanat yaptığım her yerde toplumumuzda kim olduğumuza dair net bir fikir
olmadığını görüyorum. Bu bizim temel bir meselemiz. Aslında bir kişilik
meselesi. Neden? Çünkü fikrimiz ne olursa olsun kendimiz gibi davranmıyoruz. Komadaki
bir insan gibi vücudumuz çalışıyor ama bilincimiz kapalı. ‘Biz kimiz?’ sorusunun
mutlaka cevaplanması için önce bizim mekanımız neresi, neden bu hale geldik ve gerçek tarihimiz nedir
sorularını sormamıza yol açmalı ki komadan çıkabilelim. Komadan çıkma emareleri
var ama kuvvetli değil. Benim akademide, devlette, sanatta bu misyonu yerine
getirmeye çalışıyorum. Çünkü rahatsız olduğum şeyi düzeltmeye çalışıyorum”
dedi.
“Mekan, İnsanı Hem Gösteren Hem de İnşa
Eden Bir Yerdir”
Kendimizi
bilmemiz açısından mekanın önemini Paris ve İstanbul şehirlerinin fotoğrafları
üzerinden anlatan Dr. Barkçin, “Paris,
modern şehrin, modern resimin ve modern felsefenin doğduğu yer olmasına rağmen Fransızlar
tarihleri içinde yaşamayı tercih ediyorlar ve buna büyük önem veriyorlar. Çünkü
Fransız olmak demek bu mekan demek. Mekan, insanı hem gösteren hem de inşa eden
bir yerdir. Mekan da bizi inşa eder. Onun için mekanın kıymetini bilelim. 550
sene başkentlik yapan İstanbul tarihi bir şehir mi? Roma’ya, Madrid’e,
Londra’ya benziyor mu? İstanbul, tarihi bir şehir değil, tarihi eserlerin
bulunduğu bir şehirdir. İstanbul’da
boylu boyunca tarihi muhafaza edilmiş bir tane cadde yok. Yıkmakla yapacağımızı
zannediyoruz. Aslında kendimizi yıkıyoruz.
200 yıldır gücümüzü değil kendimizi kaybettik. Kendini kaybedince güç de bir
işe yaramaz. Kendini kaybetmenin mekana yansımasının bir örneği olarak Topkapı
Sarayı’na ve Dolmabahçe Sarayı’na bakalım. Topkapı bir saray değil, küçük
binalardan oluşan gariban bir yer. Aynen bir mahalle gibi. Bizim mahallelerimiz
planlı yapılmaz kefalet üzerine yapılır. Klasik dönemde Osmanlı’da, İslam
coğrafyasında mahalleden birisi senin ahlakına kefil olursa ancak o zaman aynı
hizada, aynı büyüklükte ev yapabilirsin. Daha büyüğünü yapamazsın. Onun için,
Osmanlı mahallesinde zengin ile fakir aynıdır, müslim ile gayrimüslim yan yana
oturur. Bu dünyada görülmemiş bir şeydir. Saray, Fransa’dan kopyalanan Dolmabahçe’dir.
Topkapı Osmanlı’nın yükselişini, tevazuunu anlatıyor. İbretle bakın. Fatih,Yavuz,
Kanuni gibi büyük adamlar, kudretli adamlar sedirde oturmuş. Bu tevazuyu onlara
kim vermiş? Demek ki ahlakları var. Süleymaniye’yi yaptıran adam devasa binalar
yaptırmayı bilmiyor mu? Yıkılış döneminde iş dışa vurmaya, gösterişe gidiyor. İnsan
da böyledir. Bir insanda karakter bozulunca anlarsın. Dışa önem vermeye başlar,
iç bitmiştir. Osmanlı’dan örnek verecekseniz Dolmabahçe’yi göstermeyin. O, Osmanlı
değil, Osmanlı’nın bitişidir. Felsefesinin
ve kulluğunun yaşadığı yeri, Topkapı’yı gösterin” şeklinde konuştu.
“ İnanan İnsanın Nadası Olmaz. Her Gün
İşlemelisiniz”
Bilginin ve sürekli olarak yeni
şeyler öğrenme gayreti içinde olmanın önemini vurgulayan Dr. Savaş Barkçin, “Bilgi,
güçten daha büyüktür. İslam’da bu şekildedir. ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir
olur mu?’ ayetini hepimiz okuyoruz, biliyoruz. En büyük bilgi Allah’ı
bilmektir. Allah’ı bilen kendini ve insanlığını bilir. İkincisi ise her türlü
bilgidir. Size de kabiliyetinizi başıboş bırakmamanızı tavsiye ederim. İnanan
insanın nadası olmaz. Her gün işlemelisiniz. Yüksek lisansımı, doktoramı, müzik
eğitimimi memuriyet sırasında yaptım. Asla kendinizi küçültmeyin. İnsan çok
büyüktür. Kendi kişiliğimizi
geliştirmemiz lazım. Kendimiz olmak için; kendi dilimiz, kendi düşüncemiz,
kendi işimiz olmalı. Mesele kendimiz
olmak, kendimiz kalmak ve kendimiz ölmektir. Ne yapmalıyız? Kulluğumuzu esas alacağız. Dinimizi doğru
öğrenip, doğru uyacağız. Kendi kavramlarımıza hakim olacağız. Her gün yeni bir
şey öğrenip yeni bir şey yapacağız. Sadece bilgili değil, ahlaklı da olacağız” şeklinde konuştu.
Söyleşi, Eğitim Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. İsmail Aydoğan’ın Dr. Savaş Barkçin’e plaket vermesi ile sona erdi.




