
Üniversitemiz
Danışma Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (DRUAM) tarafından, Otizm
Farkındalık gününde, otizm spektrum bozukluğunun çeşitli yönleriyle ele alındığı
Otizm Farkındalık Paneli düzenlendi. Moderatörlüğünü Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Naciye Güven’in yaptığı panelde
Üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümünden Doç. Dr.
Gözde Akoğlu “Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB): Tanı ve Gelişimsel Özellikleri”
konusunda, Kırıkkale Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Özel
Eğitim Uzmanı Said Önder “Eğitsel Değerlendirme ve Verilen Hizmetler”
konusunda, Üniversitemiz Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümünden
Arş. Gör. Kübra Arslan “Otizm ve Aile: Yaşanılan Güçlükler ve Çözüm Yolları”
konusunda ve son olarak otizm spektrum bozukluğu olan öğrenci velisi Abdullah Atilay Ayanoğlu
“Ailenin gözünden Otizm” konusunda önemli bilgiler verdiler.
Otizmde Erken Tanı ve Yoğun Sürekli
Eğitim Önemli
Panel
başkanı Dr. Öğretim Üyesi Naciye Güven, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın
ilk üç yılında fark edilen gelişimsel bir farklılık olan otizmde erken tanının
ve yoğun ve sürekli eğitimin önemine değinirken “Yapılan bilimsel araştırmalar
da erken tanı ve doğru bir eğitim ile yoğun olarak eğitim alan çocuklarda
otizmin geriletilmesi konusunda gelişim sağlandığını göstermektedir” dedi. Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın hazırladığı “Otizm Spektrum Bozukluğu
Olan Bireylere Yönelik Ulusal Eylem Planı’nda otizm spektrum bozukluğu (OSB)
olan bireylerin hizmetlerden diğer bireylerle eşit olarak yararlanmasını
sağlamak ve bağımsız biçimde toplumsal yaşamın her alanına katılımlarını
kolaylaştırmak amacıyla 6 öncelikli alanın belirlendiğini, bu alanlardan
ilkinin farkındalık çalışmaları ve kurumlar arası işbirliği olduğundan da
bahseden Güven, Danışma Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak bu
etkinlikle bu amaca hizmet etmeyi hedeflediklerini belirtti.
Değerlendirme ve Müdahalede Anahtar:
Bireysel Gereksinimleri Merkeze Alan Kapsayıcı Bir Yaklaşım Olmalı
Üniversitemiz
Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümünden Doç. Dr. Gözde Akoğlu
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)’nun tanısı ve gelişimsel özelliklerinden
bahsederken; otizmin yaşam boyu süren bir farklılık olduğunu ancak etkilerinin
değiştirilebildiğini, sosyal iletişim alanındaki yetersizliğin belirgin
olduğunu söyledi. DSM-V tanı kriterlerine değinen Akoğlu, otizmin tedaviden
ziyade müdahale gerektiren bir farklılık olduğunun altını çizerken otizme dair
doğru bilinen yanlışlara, olası nedenlere ve görülme sıklığına değindi. Değerlendirme
ve müdahalede anahtarın, bireysel gereksinimleri merkeze alan kapsayıcı bir
yaklaşım olduğunun önemini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde
Oluşturulan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Tarafından Yapılıyor
Kırıkkale
Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Özel Eğitim Uzmanı Said Önder,
2006-2019 yılları arasında Kırıkkale’de otizm tanısı alan bireylerin sayısal
profilinden, eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinden bahsetti. Bireylerin
eğitsel değerlendirmesi ve tanılaması ile ilgili iş ve işlemlerin Rehberlik ve
Araştırma Merkezlerinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından
yapıldığını belirten Önder, OSB olan bireylere ve ailelerine verilen hizmetlere
değindi. Özel eğitim uzmanları açısından süreç sorunlarını anlattı ve özel
eğitim alanında lisans mezunu öğretmen sayısının ve otizmli bireylere verilen
ders saatlerinin yetersizliğine vurgu yaptı.
Otizmli Bir Bebeğin Dünyaya Gelmesi,
Aile Sisteminin Tüm Sürecini Etkilemekte
Üniversitemiz
Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmetler Bölümünden Ars. Gör. Kübra Arslan,
otizm ve aile konusunu ele alarak bu süreçte yaşanan sorunlara ailenin bakış
açısından yaklaştı ve “Toplumun en küçük sistemi ailedir ve her aile kendi
içinde bir sistem oluşturmaktadır. Yeni bir çocuğun dünyaya gelişi, beraberinde
umut ve beklentiler getiren sevinç ve heyecan verici bir olaydır. Bebeğin
dünyaya gelişi ile ailede birçok değişim gerçekleşir ve ailenin yaşamı yeniden
şekillenir. Anne ve babaların eş olarak birbirinden, hayatlarından,
mesleklerinden, yakın çevreden ve toplumdan beklentileri farklılaşır. Otizmli
bir bebeğin dünyaya gelmesi, aile sisteminin tüm sürecini etkilemekte ve aile
yaşamı bu doğrultuda şekillenmektedir” dedi. Ailede, otizm gibi gelişimsel
bozukluğu olan bir çocuğun olması aile üyelerinin; yaşamlarını, duygu ve
düşüncelerini, davranış örüntüleri ve ilişki biçimlerini de içine alacak
biçimde çok yönlü olarak etkilediğini belirterek bu etkilenme sürecinin
ailenin, çocuğun gelişimsel sorunu olduğunu fark ettiği ilk andan itibaren
başladığına vurgu yaptı.
Son
olarak otizmli çocuğa sahip öğrenci velisi Abdullah Atilay Ayanoğlu da ailenin
gözünden yaşadıkları süreci anlattı. Özellikle çocuğuna yazdığı şiir salonda
duygusal anlar yaşattı.
Panel
sonunda katılımcıların sorularına yer verildi ve panelistlere teşekkür
belgeleri takdim edildi.





