Dünya
KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer
Hastalığı) Günü münasebetiyle Üniversitemiz Tıp Fakültesi Göğüs
Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından KOAH hastaları ve hasta yakınlarına
yönelik olarak bilgilendirme toplantısı yapıldı. Prof. Dr. Füsun Kalpaklıoğlu,
Doç. Dr. Ayşe Baççıoğlu ve Göğüs Hastalıkları Sorumlu Hemşiresi Mehtap Gürel,
hastalara ve hasta yakınlarına KOAH hastalığı, tedavisi, tedavi sürecinde
dikkat edilmesi ve yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi. Bilgilendirme
toplantısında KOAH hastalığı ve nefes egzersizlerinin anlatıldığı videolara da
yer verildi ve nefes egzersizi çalışmaları yapıldı.
Üniversitemiz
Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından KOAH hastalığı,
nedenleri, belirtileri, tedavisi hakkında bilgi vermek amacıyla basın
açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
T.C.
Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği, dünyada KOAH bilincini artırmak üzere
kurulan GOLD (Global Initiative of Obstructive Lung Disease) ve Dünya Sağlık
Örgütü önderliğinde ortak GARD (Global Alliance Against Chronic Respiratory
Diseases) Türkiye Projesi kapsamında her yıl Dünya KOAH Günü etkinlikleri
yaparak toplumumuzda KOAH farkındalığını ve bilincini artırmayı
hedeflemektedir.
Bu
yıl Dünya KOAH Günü 20 Kasım 2019 olarak belirlendi. Hedefimiz KOAH’ın her yıl
daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve risk faktörü taşıyan kişilerin sağlık
kuruluşlarına başvurmalarını sağlayarak yaşamlarını daha kaliteli
sürdürmelerini sağlanmaktır.
KOAH Nedir?
KOAH
[Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında
mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer
hastalığıdır.
Bu Hastalık Ne
Sıklıkta Görülür?
KOAH,
tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından
yeterince bilinmeyen bir hastalıktır.
KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer
deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10
KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu
durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH'lı hastanın sadece 300-500
bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir.
KOAH Tehlikeli Bir
Hastalık Mıdır?
Küresel
Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2.9 milyon ölüme neden olmaktadır.
Günümüzde tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de
%5.5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen
3. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin
%61.5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip
olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.
KOAH Neden Olur? Kimlerde Görülür?
KOAH
gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü tütün kullanımıdır.
Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikayetlere, daha fazla
solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler.
Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da
KOAH gelişimine neden olur. KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü
henüz çok iyi aydınlatılamamıştır. Bununla birlikte yapılan araştırmalarda
gebelik ve çocukluk dönemindeki akciğer kapasitesi gelişimi üzerine özellikle
yoksulluğun olumsuz etkisinin yetişkin dönemde KOAH gelişimine yol açan önemli
bir faktör olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle toplum genelindeki eşitsizliğin
azaltılması o toplumda yaşayan kişilerde KOAH gelişimini önleyen bir
politikadır. Öte yandan özellikle biyomas yani odun, tezek, kök benzeri
yakıtların yanmasına bağlı olarak gelişen iç ortam hava kirliliği ve
tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu
bilinmektedir. Benzer biçimde dış ortam hava kirliliğinin de KOAH gelişiminde
ve KOAH hastalığının alevlenmesinde önemli rol oynadığı bilinmektedir.
Araştırmalar hava kirliliğinin arttığı dönemlerde KOAH’a bağlı ölümlerin de
arttığına işaret etmektedir. Son olarak her geçen gün önemi giderek
vurgulanmaya başlayan fiziksel aktivitede azalma ve hareketsizlik de artık bir
risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
KOAH’lı Bir
Hastanın Şikayetleri Nelerdir?
KOAH’da
en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara
içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar.
Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes
darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete
gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde
giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak
hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar.
Yirmi
yıl boyunca izlenen KOAH’lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş
yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık
nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında %30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle,
hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde ‘fiziksel
aktivitenin artırılması gerekmektedir.
KOAH Tanısı Nasıl
Konur?
KOAH'ın
tanısı, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca
konabilmektedir. KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm
oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte
olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan
kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az
birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından
görülüp ”nefes ölçüm testini” yaptırması gerekir.
KOAH’ın Tedavisi
Mümkün Müdür?
KOAH
ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir
hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak
amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir
hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip
ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı
sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık
gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli
bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur,
haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir.
Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin
sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir.





