13 Mart 2020

Üniversitemizden “Ebediyete Söylenen Marş: İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” Paneli


İstiklal Marşının kabulünün 99. Yıldönümü münasebetiyle Üniversitemiz Eğitim Fakültesi tarafından “Ebediyete Söylenen Marş: İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” adlı panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Eğitim Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. İsmail Aydoğan’ın yaptığı panele konuşmacı olarak Yazar Sadık Yalsızuçanlar ve şair Mustafa Aydoğan katıldı. Panele Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Başalan, akademik ve idari personelimizle öğrencilerimiz katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan panelin ilk konuşmasını Yazar Sadık Yalsızuçanlar yaptı. İstiklal Marşının, Türkiye’nin ruhunu yansıttığını söyleyen Yalsızuçanlar, “İstiklal Marşı, bir Marş. Adı üstünde. Bugün 99. Kabul günü. 1921 yılında yeni Türkiye Cumhuriyetimiz ilan edilmeden, rejim değişikliği yapılmadan İstiklal Marşımız yazılmış ve kabul edilmiştir. İstiklal muharebelerine bir ivme kazandırmak, bir ruh kazandırmak üzere, İstiklal Muharebelerinin ruhunu da yansıtan, yeni ilan edilen Cumhuriyetin de, toplumun da, devletin de ruhunu yansıtan bir tür Milli bir manifesto olarak düşünülmelidir.  En önemlisi, biliyorsunuz cepheleri ve Anadolu’yu gezmiş ve kendisi İstiklal Muharebelerine fiilen ve manevi takviye gücü olarak katılmıştır. İstiklal Marşı, Türk Milletinin emperyalist güçlere karşı yürüttüğü İstiklal Muharebelerindeki mücadelesinde yürüyüşüne eşlik eden ve o yürüyüşü manen destekleyen ve takviye eden bir şiirsel nida olarak, dua olarak yazılmış Türkiye’mizin ruhunu yansıtan bir metindir” dedi.

İstiklal Marşının on kıtasını tek tek okuyup yorumlayan Yalsızuçanlar, “Marş, tek kişilik bir yürüyüş değil bir cemiyetin bir millettin bir medeniyetin yürüyüşü. Yani bu fiilin özünde birlik ve beraberlik çağrısı var. Bu sebeple bu yürüyüş son derece düzenli olmalı, uyumlu olmalı, ahenkli olmalı ve ritmik olmalıdır.  Kargaşa ve karmaşa yürüyüşün amacına ve ruhuna aykırıdır. Bu yürüyüş her şeyden evvel yürüyenleri bir araya getiren ve onları millet kılan, bir hedefe yürüten sebep tek tek kendi irade ve isteklerinden bağımsız, yürüyüşün sebebi şahsi değil sebep toplumsal bir idealdir ve toplumun varlığının borçlu olduğu değerler manzumesidir. Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye göç ederken sığındığı mağarada Hz. Ebubekire -La Tahzen- diye seslendiyse, korkma Allah bizimledir müjdesiyle onu takviye ettiyse; Akif de tıpkı oraya gönderme yaparak Türk Milletine Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diyor. Mehmet Akif, emperyalistlerin daralttığı ve kuşattığı o cepheyi parçalamak üzere türk milletinin kalbindeki imanı, cesareti tekrar o ateşi yakan ve hareketlendiren bir söyleyişle, korkma, diye başlıyor” şeklinde konuştu.

Panelin diğer konuşmacısı şair Mustafa Aydoğan ise Mehmet Akif Ersoy’un yaşamından bahsetti. Aydoğan, “Birisi gibi olunacaksa olunabilecek nadir insanlardan birisidir Mehmet Akif Ersoy. Bunun birkaç nedeni vardır benim için. Mithat Cemal Kuntay, Mehmet Akif’in hayat hikayesini anlatmış en iyi anlatmış adamdır. Mehmet Akif’i şöyle tarif ediyor; Kur’an şairi.  Bunun nedeni İstiklal Marşı’nın Kur’an’ın marş halinde özetlenmiş bir formudur. Bu milletin Akif’i sevişinde Kur’an ahlakını bizatihi hayatına geçirmiş olması etkilidir. Akif sözünde durmanın bedelini yaşamış bir adamdır. Müslümanları uyarmaya gitmiş Berlin’e, Hicaz da Osmanlıyı, İslam devletini, kurtarmaya çalışmış, İstiklal Marşını yazmış. Sonuçta biz ona ne yapmışız? Akif’in sonu hazindir” diye konuştu.

Panel, kitap çekilişi ve plaket takdimi ile sona erdi.