İslami İlimler Fakültemiz Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı Münasebetiyle Çevrimiçi Konferans Düzenledi
2021 Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı münasebetiyle, Üniversitemiz İslami İlimler Fakültesi “İstiklal Yolunda Mehmet Akif” isimli çevrimiçi konferans düzenledi. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Çetin’in konuşmacı olarak yer aldığı konferansa İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mevlüt Erten, öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz katıldı. Prof. Dr. Nurullah Çetin, İstiklal Marşı’nın günümüze ve geleceğe ışık tutan çok değerli bir marş ve metin olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Tarihsel olmakla birlikte İstiklal Marşı evrensel bir metindir. Günümüze ve geleceğe aynı anda ışık tutmaktadır. Bu sebeple onu iyi anlamak gerekmektedir.
Marşımızın 2 temel hususu bulunmaktadır. Birincisi milli marştır. İkincisi de bir İstiklal Marşıdır.
1.) Milli bir marştır.
Dünya devletlerinde marş geleneği 1740’da İngiltere’de başlamıştır. Bu marşlar kral merkezli, monarşi rejim marşları idi. Daha sonra Fransız İhtilali ile milli marş anlayışı ortaya çıkmıştır. 1829'da ilk kez II. Mahmut döneminde Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye 'de marş geleneği başlamıştır. Bu marşlar kişi merkezIi marşlardır. Tahta çıkan her padişah için onun adına bestelenen, güftelenen marşlar kullanılırdı. Bu marşlarda o padişaha ait nitelikler yer alırdı. Bu marşlar aynı zamanda bestelendiği kişinin adı ile anılırdı. Hazırlanan marşlar için Mahmudiye, Mecidiye, Hamidiye, Aziziye, Reşadiye gibi isimler kullanılmıştır. Bu gelenek içerisinde yer alan marşlar, milli marşlar değildir. Birer saltanat marşıdır. Fakat İstiklal Marşı kişi merkezli bir marş değil, doğrudan millet merkezli bir marştır. Türk milletinin maddi ve manevi, dini ve milli bütün kutsallarının, ortak değerlerinin ve düşüncelerinin yer aldığı, Türk milletinin ortak mutabakat metnidir. Dünya kamuoyuna karşı Türk milletinin, millet olarak varlığının bir izahıdır, bildirgesidir.
2.) İstiklal Marşıdır.
Marşımızın isminin istiklal olmasının yanı sıra metnin anahtar kelimesi de istiklaldir. İstiklal, bağımsızlık demektir. Bağımsızlık 4 alanda tecelli eder. Bunlar siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri alanlardır. Dolayısıyla marşımız içinde bulunduğu dönem şartlarında milli mücadelemizin ruhuna tercüman olan bir metindir. Bütün milli mücahitlerimizin, Milli Mücadele meydanlarında eylem planında ortaya koydukları İstiklal Cidalinin söylem planıdır. Bu bağlamda bir yanlışı da düzeltmek gerekir ki İstiklal Cidali ya da Milli Mücadele sürecimiz için ders kitaplarımızda Kurtuluş Savaşı ibaresi kullanılmaktadır. Ancak bu ifade yanlıştır. Bu ifade ne Milli Mücadele'nin ne de İstiklal Cidali'nin öz Türkçeleştirilmiş halidir. Kurtuluş Savaşı ifadesinin çağrışım alanı yeni nesillerin zihninde oldukça dardır. Anlamı oldukça yüzeysel kalmaktadır. Milli Mücadele, Türk milletinin hem milli hem de dini değerlerini kurtarma, yaşatma, koruma iradesinin beyanının ismidir. İstiklal Cidali ise siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik bağımsızlığın sonsuza değin sürecek olan mücadelesinin ismidir. İşte İstiklal Marşı, Milli Mücadele Döneminde yok edilen istiklalimizi diriltme mücadelesidir. Bu sebeple İstiklal Marşı’nı anlamak ve anlamlandırmak için istiklal kavramını içselleştirmek gerekmektedir.
Akif, “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!" sözleri ile İstiklal Savaşını," Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!" sözleri ile Bayrak Savaşını, şu dizeler ile Vatan Savaşını kast etmektedir:
“Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı"
Toprak yalnızca karnınızı doyuran, ekonomik değeri bulunan bir şeydir. Ancak vatan içerdiği anlam bakımından toprak kelimesinden çok farklı şeyler ifade etmektedir. Vatan yalnızca karnınızın doyduğu yer değil, aynı zamanda ruhunuzun da doyduğu, kişiliğinizin, benliğinizin var olduğu yerdir. Bu ülkeyi vatan haline getirenler, bu toprakların altında kefensiz yatan binlerce atamız, en büyük fedakârlığı yapmış, bu uğurda yerine koyulamayacak tek şeyi yani canlarını feda etmişlerdir. Vatan son derece kutsaldır. Vatanımız yoksa, her türlü tasavvurunun bizde olduğu bir vatan yoksa ne fert olarak insanca, ne millet olarak Türk gibi, ne de ümmet olarak Müslüman gibi yaşayabiliriz. Fert, millet ve ümmet olarak yaşamanın temel şartlarından birisi de tümüyle size ait bir vatandır.
İstiklal Marşımız kaynağı itibari ile hem dini, hem de millidir. Milli unsurların yanında Akif, şiirinde dini değerlerin de savunuculuğunu yapmıştır. Yalnızca edebiyatı ile değil fiilen de bu savunuculuğu devam ettirmiş, vaazlar vermiş, Milli Mücadeleye destek çıkmıştır. Mehmet Akif Ersoy gerçek bir İslam âlimi olarak Peygamber Efendimizin (sav), Hz. Ebu Ebu Bekir'e (ra) ‘Korkma’ dediği gibi bizlere de ‘Korkma’ diyerek sancağımızın asla sönmeyeceğini söylemiştir.
Biz Müslüman Türkler olarak iki temel metni okuyoruz. Birincisi Itri’nin bestelediği tekbiri, bayram namazlarında her yerde, ayni anda, hep bir ağızdan okuyoruz. İkincisi ise Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşımızı okuyoruz. Dolayısıyla biz Itri’nin tekbiri ile Müslüman, Akif'in İstiklal Marşı ile Türk’üz. Yani biz Müslüman Türk milletiyiz.”
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!

