01 Nisan 2022

Prof. Dr. Coşkun Polat, Öğrencilerimize 21. Yüzyılda Bilgi Okuryazarlığını Anlattı

   Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Coşkun Polat,  Üniversitemizin Kütüphane Haftası Etkinlikleri kapsamında  ‘21. Yüzyılda Öğrenme, Bilgi Okuryazarlığı ve Kütüphaneler’ konulu konferans verdi. Merkezi Derslikler binamızda yapılan etkinliğe, Keskin Meslek Yüksekokulu Yönetim ve Organizasyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Yılmaz, Kütüphane ve Dokümantasyon Dairesi Başkanı Mine Keskin, öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz katıldı.

 

   Bilgi okuryazarlığı kavramının teknoloji ile ortaya çıkan bir kavram olduğunu belirten Prof. Dr. Coşkun Polat,  “Geçtiğimiz 2 sene içinde pandemi dolayısıyla teknoloji ile çok içli dışlı olduk. Özellikle insanların savaşmayı bırakıp düşünmeye başladığı 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bilgi ve iletişim teknolojilerinde alışılmadık, geçmişte görmediğimiz değişimler meydana geldi.  Bunu somut olarak bilgisayarlarda, bilgisayarların depolama ve iletme kapasitelerinde gördük. Ekonomik, sosyal, kültürel, akademik, mesleki vs. hemen her alanda bilginin üretimi, dağıtımı  ve  etkileşimine dayalı değişim ve dönüşüm  olduğunu gözlemledik. Bilgi çağı, bilgi toplumu, dijital çağ, z kuşağı gibi yeni kavramlarla karşılaştık. Tüm bunlar bilginin kişiler arasında kolay, ucuz, serbest bir şekilde etkileşimi sonucunda ortaya çıkan kavramlardı. 21. yüzyılda ileri sanayi toplumlarını bile geride bırakan, zekâ ekonomisi, bilgisayar teknolojisi, yoğun bilgi üretimi değer kazandı. Bilgi, ekonominin başlıca hammaddesi ve en önemli ürünü haline geldi. Zenginlik için gerek duyulan sermaye varlıkları, arazi, bedensel emek, imalat aletleri ve fabrikalar yerini bilgiye bıraktı. Teknoloji bireysel ve toplumsal yaşam için bir katma değerdir. Ancak; teknoloji insanların yaşamlarını kolaylaştırdığı ölçüde yararlıdır. Teknolojiden haberdar olmak ve ona sahip olmak gerekir. Teknolojiyi doğru, yararlı, etkin kullanarak kişisel, toplumsal, ulusal gelişim ve kalkınma adına yarara dönüştürmeliyiz. Her teknolojinin aynı zamanda sorun anlamına geldiğinin de göz ardı edilmemesi gerekir” dedi.

   Prof. Dr. Coşkun Polat, bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin, bilginin üretim, işleme depolama ve dağıtım maliyetlerinde büyük bir fark ortaya koyduğunu ifade ederek, “1992 yılında 1 TB bilgi depolama maliyeti 1 milyon dolar iken  günümüzde maliyet sıfıra yaklaştı. 1956 yılında 1 MB boyutunda bir bilginin depolama maliyeti 10 bin dolardı. Bu 1992 yılında 12,5 dolara, 2003 yılında da 0.0021 dolar seviyesine indi. 1997 yılında 1 MB hızla bir bilginin bir yerden bir yere aktarımının alt yapı maliyeti 200 bin dolardı. 2003 yılında ise bu maliyetin 10 bin dolara kadar düştüğünü görüyoruz. Depolama, iletim maliyetlerinin düşmesiyle beraber insanlar da bu teknolojik imkânları daha çok kullanmaya, bu imkânlara sahip olmaya başladı. 20 yılda ülkemizde cep telefonu abonesi sayısının 5.5 kat, internet abone sayısının da 50 kat arttığını görüyoruz. Bilgi üretim, depolama, iletim ve erişim maliyetindeki düşüşle birlikte bilgi patlaması yaşandı ve bu bilgi toplumu olarak anılan yeni bir toplumun konuşulmasına neden oldu. Bilgi toplumu, temel üretim faktörünün bilgi olduğu, bilginin işlenmesinde ve depolanmasında da bilgisayar ve iletişim teknolojilerini baz alan bir toplum yapısıdır. Bilgi toplumu, örgütsel ve toplumsal düzeyde öğrenmenin yaşam biçimi olarak algılandığı, bilginin stratejik kaynak olarak değerlendirildiği, teknoloji kaynaklı değişim ve gelişimin hız kazandığı, küresel rekabetin yoğunlaştığı bir dönemi temsil etmektedir. Bilgi toplumu, bilgi üretimine ve tüketimine aşinalıkla birlikte; tahlil, sentez, araştırıcılık, müteşebbislik, objektiflik, pratik düşünce, problem çözme ve karar verme teknikleri, gereğinde grup çalışması yapabilme, etkili konuşma, etkili takdim, rapor yazma ve sunma tekniklerini çok iyi bilme gibi çok yönlü becerilere sahip insanlardan oluşan bir topluma işaret eder” açıklamasında bulundu.

   Prof. Dr. Coşkun Polat, insanların çok çeşitli kanallardan, çok fazla miktarda ve çok farklı nitelikte bilgi seçeneği ile karşı karşıya kaldığı günümüzde kütüphanelerin bilgi okuryazarlığı sorumluluğunun gerekçelerini şu şekilde sıraladı: “Karar verme ve sorun çözmede bilgiyi etkin ve yetkin kullanan bireyler öngören bilgi toplumunda kütüphanelerin görevi, bilgi kaynakları ile bilgi gereksinimi duyan kullanıcılar arasında köprü olmaktır. Kütüphaneler bu görevi yerine getirmek için geçmişten beri kullanıcılarına çeşitli adlarla eğitimler vermektedir. 21. yüzyıl eğitiminde bağımsız ve yaşam boyu öğrenme temel anlayıştır. Bağımsız ve sürekli öğrenme gereksinim duyulduğu anda, gereksinim duyulduğu biçimde bilgiye etkin ve yetkin erişme, bu bilgiyi sorun çözme ve karar vermede etkin kullanma ile mümkündür. Kütüphanelerin verdiği bilgiye erişim ve kullanım eğitimleri, bilgiyi etkin kullanan bireyler oluşturma adına kütüphaneleri hem bilgi toplumunun hem de 21. yüzyıl eğitim anlayışının vazgeçilmez unsuru kılmaktadır”

   Konferans sonunda Prof. Dr. Coşkun Polat, dinleyicilerin sorularını cevapladı. Program, Prof. Dr. Erol Yılmaz’ın Prof. Dr. Coşkun Polat’a ebru tablosu hediye etmesi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.