Çankırı
Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Coşkun Polat, Üniversitemizin Kütüphane Haftası Etkinlikleri
kapsamında ‘21. Yüzyılda Öğrenme, Bilgi Okuryazarlığı ve Kütüphaneler’
konulu konferans verdi. Merkezi Derslikler binamızda yapılan etkinliğe, Keskin
Meslek Yüksekokulu Yönetim ve Organizasyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol
Yılmaz, Kütüphane ve Dokümantasyon
Dairesi Başkanı Mine Keskin, öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz
katıldı.
Bilgi
okuryazarlığı kavramının teknoloji ile ortaya çıkan bir kavram olduğunu
belirten Prof. Dr. Coşkun Polat, “Geçtiğimiz 2 sene içinde pandemi
dolayısıyla teknoloji ile çok içli dışlı olduk. Özellikle insanların savaşmayı
bırakıp düşünmeye başladığı 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bilgi ve iletişim
teknolojilerinde alışılmadık, geçmişte görmediğimiz değişimler meydana
geldi. Bunu somut olarak bilgisayarlarda, bilgisayarların depolama ve
iletme kapasitelerinde gördük. Ekonomik, sosyal, kültürel, akademik, mesleki
vs. hemen her alanda bilginin üretimi, dağıtımı ve etkileşimine
dayalı değişim ve dönüşüm olduğunu gözlemledik. Bilgi çağı, bilgi
toplumu, dijital çağ, z kuşağı gibi yeni kavramlarla karşılaştık. Tüm bunlar
bilginin kişiler arasında kolay, ucuz, serbest bir şekilde etkileşimi sonucunda
ortaya çıkan kavramlardı. 21. yüzyılda ileri sanayi toplumlarını bile geride
bırakan, zekâ ekonomisi, bilgisayar teknolojisi, yoğun bilgi üretimi değer
kazandı. Bilgi, ekonominin başlıca hammaddesi ve en önemli ürünü haline geldi.
Zenginlik için gerek duyulan sermaye varlıkları, arazi, bedensel emek, imalat
aletleri ve fabrikalar yerini bilgiye bıraktı. Teknoloji bireysel ve toplumsal
yaşam için bir katma değerdir. Ancak; teknoloji insanların yaşamlarını
kolaylaştırdığı ölçüde yararlıdır. Teknolojiden haberdar olmak ve ona sahip
olmak gerekir. Teknolojiyi doğru, yararlı, etkin kullanarak kişisel, toplumsal,
ulusal gelişim ve kalkınma adına yarara dönüştürmeliyiz. Her teknolojinin aynı
zamanda sorun anlamına geldiğinin de göz ardı edilmemesi gerekir” dedi.
Prof.
Dr. Coşkun Polat, bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin,
bilginin üretim, işleme depolama ve dağıtım maliyetlerinde büyük bir fark
ortaya koyduğunu ifade ederek, “1992 yılında 1 TB bilgi depolama maliyeti 1
milyon dolar iken günümüzde maliyet sıfıra yaklaştı. 1956 yılında 1 MB
boyutunda bir bilginin depolama maliyeti 10 bin dolardı. Bu 1992 yılında 12,5
dolara, 2003 yılında da 0.0021 dolar seviyesine indi. 1997 yılında 1 MB hızla
bir bilginin bir yerden bir yere aktarımının alt yapı maliyeti 200 bin dolardı.
2003 yılında ise bu maliyetin 10 bin dolara kadar düştüğünü görüyoruz.
Depolama, iletim maliyetlerinin düşmesiyle beraber insanlar da bu teknolojik
imkânları daha çok kullanmaya, bu imkânlara sahip olmaya başladı. 20 yılda
ülkemizde cep telefonu abonesi sayısının 5.5 kat, internet abone sayısının da
50 kat arttığını görüyoruz. Bilgi üretim, depolama, iletim ve erişim
maliyetindeki düşüşle birlikte bilgi patlaması yaşandı ve bu bilgi toplumu olarak
anılan yeni bir toplumun konuşulmasına neden oldu. Bilgi toplumu, temel üretim
faktörünün bilgi olduğu, bilginin işlenmesinde ve depolanmasında da bilgisayar
ve iletişim teknolojilerini baz alan bir toplum yapısıdır. Bilgi toplumu,
örgütsel ve toplumsal düzeyde öğrenmenin yaşam biçimi olarak algılandığı,
bilginin stratejik kaynak olarak değerlendirildiği, teknoloji kaynaklı değişim
ve gelişimin hız kazandığı, küresel rekabetin yoğunlaştığı bir dönemi temsil
etmektedir. Bilgi toplumu, bilgi üretimine ve tüketimine aşinalıkla birlikte;
tahlil, sentez, araştırıcılık, müteşebbislik, objektiflik, pratik düşünce,
problem çözme ve karar verme teknikleri, gereğinde grup çalışması yapabilme,
etkili konuşma, etkili takdim, rapor yazma ve sunma tekniklerini çok iyi bilme
gibi çok yönlü becerilere sahip insanlardan oluşan bir topluma işaret eder”
açıklamasında bulundu.
Prof.
Dr. Coşkun Polat, insanların çok çeşitli kanallardan, çok fazla miktarda ve çok
farklı nitelikte bilgi seçeneği ile karşı karşıya kaldığı günümüzde
kütüphanelerin bilgi okuryazarlığı sorumluluğunun gerekçelerini şu şekilde
sıraladı: “Karar verme ve sorun çözmede bilgiyi etkin ve yetkin kullanan
bireyler öngören bilgi toplumunda kütüphanelerin görevi, bilgi kaynakları ile
bilgi gereksinimi duyan kullanıcılar arasında köprü olmaktır. Kütüphaneler bu
görevi yerine getirmek için geçmişten beri kullanıcılarına çeşitli adlarla
eğitimler vermektedir. 21. yüzyıl eğitiminde bağımsız ve yaşam boyu öğrenme
temel anlayıştır. Bağımsız ve sürekli öğrenme gereksinim duyulduğu anda,
gereksinim duyulduğu biçimde bilgiye etkin ve yetkin erişme, bu bilgiyi sorun
çözme ve karar vermede etkin kullanma ile mümkündür. Kütüphanelerin verdiği
bilgiye erişim ve kullanım eğitimleri, bilgiyi etkin kullanan bireyler
oluşturma adına kütüphaneleri hem bilgi toplumunun hem de 21. yüzyıl eğitim
anlayışının vazgeçilmez unsuru kılmaktadır”
Konferans sonunda Prof. Dr. Coşkun Polat,
dinleyicilerin sorularını cevapladı. Program, Prof.
Dr. Erol Yılmaz’ın Prof. Dr. Coşkun Polat’a ebru tablosu
hediye etmesi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)