Üniversitemiz
Genç Yeryüzü Doktorları Topluluğu tarafından, 1-31 Ekim Meme Kanseri
Farkındalık Ayı münasebetiyle Meme Kanseri Farkındalık Konferansı düzenlendi. Üniversitemiz
Tıp Fakültesi Prof. Dr. Dilek Kılıç Amfisinde gerçekleşen konferansa akademik
ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.
Konferansın
ilk konuşmacısı Doç. Dr. Selim Yalçın, Ülkemizde ve dünyada
en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme sebep olan kanser türü olan meme
kanserinin nedenlerini ve erken tanı yöntemlerini anlattı. Doç. Dr. Yalçın, “Meme kanseri gerek dünyada gerekse
ülkemizde en sık izlenen ilk on kanser arasında kadınlarda ilk sırada yer
almaktadır. Ülkemizde meme kanseri her dört kadın kanserinden birisi olmayı
sürdürmektedir. Erkeklerde meme kanseri kadınlara oranla
çok daha az izlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana
meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının
vurgulanması amacıyla 01-31 Ekim Ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık
Ayı olarak belirlenmiştir. Ülkemiz ’de de Sağlık Bakanlığı Başkanlığında
bu ayda çeşitli faaliyetler düzenlenmektedir. Ayrıca erken tanının önemini
vurgulamak amacıyla, 26 Ekim meme kanserini sembolize eden ‘Pembe Kurdele Takma
Günü’ olarak belirlenmiştir. Meme kanseri, meme süt bezleri ve burada
üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve
kanalları döşeyen hücrelerin, kontrol dışı olarak çoğalmalarına meme kanseri
denir. Dengesiz beslenme, sigara, kronik enfeksiyonlar, mesleki faktörler,
alkol, çevresel kirlilik, katkı maddeleri, bağışıklık sisteminin baskılanması,
genetik yatkınlık, hormonlar, bazı ilaçlar, güneş ışığı, radyasyon meme
kanserine sebep olmaktadır. Ayrıca yaş ilerledikçe meme kanseri riski
artmaktadır. Meme kanseri yirmi yaş altında pek görülmez. Hastaların çoğunluğu
elli yaş üzerindedir. Kişinin yakın akrabalarında meme kanseri öyküsü varsa
risk iki misli artmaktadır. Bir memede kanser varsa ikinci memede kanser
gelişme riski oldukça fazladır. Erken adet görme ve geç menopoz da risk
artırıcı sebeplerdir. Hiç doğum yapmamış kadınlar meme kanseri açısından riskli
gruba girerler. İlk doğum yaşı otuz ve üzerinde olan kadınlarda meme kanseri
riski; ilk doğum yaşı yirmi olan kadınlara göre 4-5 kat daha fazladır. Beyaz
ırka ait kadınlarda meme kanseri siyah ırka mensup olanlardan daha fazladır”
diye konuştu.
Meme
kanserinden nasıl korunulması gerektiğini dinleyenlere anlatan Doç. Dr. Yalçın,
“Bilateral profilaktik mastektomi, Bilateral profilaktik ooferektomi, yaşam
değişiklikleri, hormon kullanımı, doğum ve emzirme, kimyasal korunma meme
kanserinde korunmayı sağlamaktadır ayrıca mamografinin de önemi çok büyüktür.
50 yaşın üzerinde olan kadınlarda bulunan kitlelerin daha önceden
belirlenmesini, ele gelmeyen kitleleri ve çok erken evredeki kanserli hastayı
saptamaktadır” dedi.
Tarama
programının amacına ve meme kanserinden korunmanın yöntemlerini değinen Doç.
Dr. Faruk Pehlivalı, “ Kadınlarda meme kanseri ile toplumsal düzeyde
mücadelenin ana amacı meme kanserine bağlı mortalite hızının düşürülmesidir ancak
kadınlarda meme kanseri ile toplumsal düzeyde mücadele etmek için önerilen ve
etkinliği kanıtlanmış bir birincil korunma yöntemi yoktur, yani meme kanserinin
ortaya çıkmasını önlemek üzere, topluma yönelik programlarda uygulanacak bir
modalite bulunmamaktadır. İkincil
korunma yöntemi olarak, yani başlamış olan karsinogenezis sürecini, henüz
klinik bulgular ortaya çıkmadan yakalamak üzere önerilen ve geniş uygulama
bulan üç modalite vardır: 1-Kendi kendini meme muayenesi(KKMM), 2-Klinik meme
muayenesi 3-Mamografi’dir” dedi.
Kendi
kendine meme muayenesinin (KKMM) önemine vurgu yapan Doç. Dr. Pehlivalı, “Bir
kadının kendi kendine yapabileceği en önemli muayenedir. Öğretilmesi ve
uygulanması kolay, zararsız ve ücretsizdir. Yapılan çalışmalarda; düzenli ve
doğru yapılan KKMM ile bir toplumda meme kanseri evresinin düşeceği ve yaşam
sürecinin olumlu yönde etkileneceği bildirilmiştir. Her ay düzenli KKMM
uygulayan ve uygulamayan kanser hastaları karşılaştırılmış; KKMM düzenli
yapanlarda tümör çapının yapmayanlara göre daha küçük olduğu saptanmıştır.
Amaç: Kendi meme dokusunu daha iyi tanımak, Memelerde oluşabilecek
değişiklikleri fark edebilmektir. KKMM hangi sıklıkla yapılmalı ?20 yaşından
sonra bütün kadınlara öğretilmeli adet görüyor ise: En iyi dönem adetin ilk
günü itibariyle 7-10 gün sonra herhangi bir gün, Adet görmüyor ise: Her ayın belli bir günü. KKMM’nin iki aşaması
vardır: Gözle ve elle değerlendirme. Elle muayene ayakta ve yatarak
gerçekleştirilir. Gözle muayene ederken dikkat edilmesi gerekenler: Doğru
şekilde durulmalı. Kollar iki yanda sarkık ve gevşek, kollar belde, kollar her
iki yanda başın üzerine kaldırılmış, kollar her iki yanda gövde öne doğru
eğilmiş olmalı. Memede kitle görünümü, memelerden birinde anormal büyüme, memelerden
birinin diğerinden sarkık olması, meme cildinde buruşukluk, meme ucunda
çukurlaşma, meme ucundan kanlı akıntı, meme ucu renginde değişiklik, memeye komşu
lenf bezlerinde büyüme, üst kolda anormal şişlik olmaktadır. Her ay düzenli
olarak her bir meme en az beş dakika muayene edilmelidir” şeklinde konuştu.
Program plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.







