Üniversitemiz Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından, Cumhuriyetin Yüzüncü Yılı etkinlikleri kapsamında “Türkiye Yüzyılında Mühendislik Eğitimi” konulu konferans düzenlendi. Programın konuğu, TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı ve TEI Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk’tü. Programa Üniversitemiz akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Payıdar Akgüngör’ün açılış konuşmasına geçildi.
Konuşmalarına Prof. Dr. Fahrettin Öztürk’e teşekkür ederek başlayan Prof. Dr. Ali Payıdar Akgüngör, “Bildiğiniz üzere Türkiye, teknolojik gelişmelere ve mühendislik alanındaki yeniliklere büyük bir odaklanışla ilerlemekte ve bu odaklanış, başta uzay sanayi olmak üzere birçok stratejik alanda kendisini göstermektedir. Mühendislik eğitimi de büyük dönüşümün temel taşlarından bir tanesini oluşturmaktadır. Mühendislik eğitimi, gençlerimizin bilim ve teknolojiye olan ilgilerini desteklemekte ve Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığını güvence altına almaktadır ve mühendislik eğitimi, sadece teorik bilgiyle sınırlı değildir; uygulamalı deneyimler ve endüstri iş birlikleri, öğrencilerin gerçek dünyadaki sorunları çözmesine yardımcı olmaktadır. Bu noktada Türkiye’nin uzay sanayi örnekleri devreye girmektedir. Uzay ve havacılık bilim ve teknoloji alanında sınırları zorlayan bir sektör haline gelirken, Türk mühendisleri bu alanda dünya çapında tanınmış projelere imza atmaktadır” diye konuştu.
Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Başalan, “Kırıkkale Üniversitesi, savunma sanayi alanında tematik bir üniversite olmak için çaba sarf ediyor. Bunun lokomotifi de Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizdir. Üniversitelerin sanayiyle bağlarının güçlü olmasının önemi çok büyük. Biz bu temada olduğu gibi; Cumhuriyetin yüzüncü yılında, mühendislik eğitimi bağlamında, özellikle mühendisliğin Cumhuriyetin ilk yıllarındaki hızlı ivmesini, son yıllarda daha da artarak görmekteyiz. Bunun en güzel örnekleri bugün burada misafir etmekten onur duyduğumuz TUSAŞ şirketinin Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda TEI Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk hocadır. Son bir aydır mazlum coğrafyada İsrail’in Filistin halkına yapmış olduğu soykırımı da kınıyorum ve ölenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Türkiye’nin gücünün bu mühendislik alanlarıyla artarak bu coğrafyaların güçlü sesi olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, “Türkiye Yüzyılında Mühendislik Eğitimi” konulu sunumunu dinleyenlerle paylaştı. Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, “Bugün burada, hem TUSAŞ’ı tanıtmak için hem de gençlerle mühendislik eğitimi yani geleceği nasıl şekillendireceğiz konularında hasbihal etme niyetindeyim. Hepimiz adalete, demokrasiye inanıyoruz ve birçok değerlerimiz var: etik değerlerimiz var, ahlaki değerlerimiz var. Ama etrafımıza bir bakıyoruz, az önce Rektör Yardımcımızın dile getirdiği gibi bir zulüm var, katliam var ve adalet yerlerde sürünüyor. Bu durumda ne yapmak gerekiyor? Güçlü olmaktan başka çaremiz yok. Güçlülük sadece savunma ve sanayide değil, her alanda güçlülük. Sosyal alanda güçlü olmak, sayısal alanda güçlü olmak, teknolojik anlamda güçlü olmak, kültürel anlamda güçlü olmak, dini anlamda güçlü olmak ve tek taraflı olarak değil bütün toplumun güçlü olması gerekiyor” dedi.
Konuşmasına gençlere tavsiyelerde bulunarak devam eden Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, “Ben gençlere hep şunu söylüyorum: bana gelip hocam ne yapalım, nasıl kendimizi geliştirelim diyorlar. Ben de onlara 3 tane sihirli sözcüğüm var diyorum: Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Bu herkesin bildiği bir şey olabilir fakat inanın herkesin bildiği şeyleri yapmak zorundayız, farklı bir reçete olmayacak. Başka bir yol yok. Zaman içerisinde üniversiteler arasındaki fark da azaldı. Elinizdeki fırsatlarla herkesi geçebilirsiniz. Hedefleri büyük tutarak bundan da vazgeçmemek gerekiyor. Yani başarabilmek için mücadele edeceksiniz ve bu mücadelenin birinci kısmı çalışmaktır. İkincisi, odaklanacaksınız. Aklınıza gelen her şeye değil, hedefiniz olacak. Üçüncüsü ise bu uğurda sabır göstereceksiniz. Başarının sırrı, sabırdır. Mevlâna der ki: ‘Sabırlı olun, zira bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl gülebilir?’ Aceleci olmayıp, maksada sabırla ulaşın. Bu eğitimle beraber birinci hedef; hepimizin gözü yükseklerde olmalı, vasat bir hayat ve vasat bir eğitim olmamalı. Şimdi neler yapacağız, nasıl bir yol haritası çizeceğiz bunları bilmeniz lazım. Her şeyden önce inanmanız gerekiyor, inandığınız zaman düşündüğünüz her şeyi başarabiliyorsunuz. Gelecek nesiller için çalışmak bizim borcumuz. Hiçbir şey için geç değil, çok şey başarabilirsiniz. Bizim zamanımız bilgiye ulaşmanın zor olduğu zamanlardı ama sizler için hiçbir şey için geç değil. Bugünden başlayacaksınız, yarını yok. Beklemek yok, durmak yok, mücadele var. Okuyan bir nesil istiyoruz. Geleceğin mühendislik eğitimi okuma üzerine olmalı, birinci madde okumak. Bilmeden, öğrenmeden alim olamazsınız. Sistemler çok karmaşık ve beraber çalıştırmayı gerektiriyor. Projelerimize dikkatli baktığınızda göreceksiniz ki multidisipliner olarak çalışıyoruz artık. Projelerin ortaya çıkması için bu çok önemli. Geleceğin yüzyılında ve mühendislik eğitiminde artık bu tür çalışmalar önemli olmaktadır. Bütün paydaşların beraber çalışması gerekiyor, birlikte çalışma kültürünü öğrenmemiz gerekiyor. Dünya artık bilgi yarışına geldi ve bilginin para ettiği bir dönemdeyiz. Herkes bilgili olmak ve bilgiyi öğrenmek zorunda ayrıca zaman kavramı da çok önemlidir. Zaman kısa, ömür kısa, yapılacak iş çok. Onun için zamanı etkin ve verimli kullanma konusunda hepimizin çok ciddi gayret göstermesi gerekiyor. Beraber çalışma kültürünü geliştirmek için iyi bir iletişime sahip olmamız gerekiyor. Bu çok önemlidir. Ailede, toplumda, iş yerinde ve her yerde geçerli. Bunu başarabildiğinizde, stresten uzak yönetmeyi bilen karşıdakini idare edebilen birine dönüşürüz. Mühendislikte en önemli ilkelerden biri de yenilikçi olmaktır. Yeni fikirler geliştirmek, bunları gerçek ürünlere dönüştürmek, yeni yollar ve metotlar geliştirmek bizim zaten hedefimizdir. Girişimcilik konusunda da ben de şu ürünü geliştireyim, ben de şunu başarayım diyebilmeniz lazım. İleri görüşlülük, vizyon, motivasyon, özgüven, zaman yönetimi çok kritik kavramlar. Bununla beraber finans yönetimi de çok önemli. Cebinizdeki parayı yönetir gibi elinizdeki kaynakları etkin kullanmanız gerekiyor. Mümin Sekman der ki: ‘Başarı sizden üç şey ister: tutku, teknik ve cesaret’ Büyük başarı kalpten gelir, beyinde büyür ve ellerden hayata akar” şeklinde konuştu.
TUSAŞ hakkında bilgiler aktarırken şirket faaliyetleri ve geçmişten bugüne gelinen noktayı anlatan Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, “Türk Havacılık Tarihi, 1924 yılına dayanır. Aslında size bazı tarihi bilgiler vereceğim ki kendinize ders çıkarabilesiniz. Vecihi Hürkuş, ilk uçağı 1924 yılında uçurmuş. Aslında Birinci Dünya Savaşı sırasında da çalışmalar var. Daha sonra bir dönem geçiyor, Nuri Demirağ ve Selahattin Reşit Alan, birlikte mücadele veriyor ama devam edilemiyor. 28 Haziran 1973 yılında TUSAŞ kuruluyor. TUSAŞ dediğim şey, sizin şirketiniz bunu unutmayın. Milletin şirketi. Sahibi Savunma Sanayi Başkanlığı, Türk Silahlı kuvvetleri. Sahibi Türkiye, yani sizsiniz. TUSAŞ, Kıbrıs Barış Harekâtı yıllarında bazı ekonomik sıkıntılar, ambargolar yüzünden fazla ilerleyemiyor. 1984 yılında Rahmetli Özal’ın çabalarıyla, esas çalışma bu dönemde başlıyor. 1985 yılında Savunma Sanayi Müsteşarlığı kuruluyor. İlk müsteşar, Vahit Erdem’dir. Bizim özgün ürünlere başlama tarihimiz 2005’tir. 2005’e kadar F16 üretiliyordu. Cumhurbaşkanımızın çok büyük gayretleriyle, Türkiye’de bundan belki 10-15 yıl önce, İHA almak istiyorsunuz satmıyorlar size, satsalar bile limitli kullanıyorsunuz. Para gönderiyorsunuz karşılığını göndermiyorlar. Bugün demek ki inanınca, çalışınca, mücadele edilince başarılıyor. Dünyanın en iyi 5 İHA üreten ülkesinden biriyiz. Beşinci nesil savaş uçağı üretme konusunda, 4 ülkeden biri olduk. ABD, Rusya, Çin ve Türkiye, başka yok. Bunu düşünmek bile, konuşmak bile önemli bir şey. Hedefimiz daha yukarılarda olmalı, gözümüz yükseklerde olmalı, geleceğinize güç katmanız gerekli. Geleceğin yüzyılında ne yapmamız gerekiyor: Beşikten mezara kadar ilim talep eden bir dinin mensubu olarak herhalde çalışmayı bırakmamalıyız. Sizler de bu örneklere baktığınızda bunları başaracağınızı görmelisiniz” diye konuştu.
Prof. Dr. Fahrettin Öztürk son olarak, “Türkiye yüzyılında mühendislik eğitimi, bilgiyi en üst seviyede detayına göre veren, güncel teknolojileri takip eden ve teknoloji geliştiren, sürekli yenilenen müfredata sahip olan, geleceğe yön veren, hedef koyan ve takip eden, çok disiplinli çalışmaya önem veren, birlikte çalışma kültürü aşılayan, karar alan ve aldıran, milli ve manevi değerleri ön planda tutan bir eğitim olmalıdır” dedi.
Program, karşılıklı hediye takdimi ile son buldu.







