Üniversitemiz Sosyal Yaşam ve Dayanışma Öğrenci Topluluğu tarafından “ Siber Alem ve Siber Güvenlik” konulu panel düzenlendi. Panelin konuşmacıları İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Güvenç Arslan, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz Doktor Öğretim Üyesi Hakan Arıkan, Üniversitemiz Endüstri Mühendisliği bölümü öğrencisi Batıkan Bakeş, Bilgisayar Programcısı Atakan Koçak, Atatürk Üniversitesi Radyo Sinema Televizyon öğrencisi Göktürk Sevim’di. Yahya Kemal Salonu’nda düzenlenen panele akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan panel, Sosyal Yaşam ve Dayanışma Öğrenci Topluluk Başkanı Yiğit Ulaş Aygün ve Sosyal Yaşam ve Dayanışma Öğrenci Topluluğu Koordinatörü ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz Doktor Öğretim Üyesi Hakan Arıkan’ın konuşmaları ile devam etti. “Siber Alemi Anlamak: Dijital Dünya Düzeninde Güvenlik ve Suç” konulu sunumunu dinleyenlerle paylaşan Fakültemiz Doktor Öğretim Üyesi Hakan Arıkan, “Siber terimi, BM tarafından yapılan tanımda ‘internete bağlı bilgisayarların, iletişim altyapılarının, çevrim içi iletişim yapan kişilerin, veri tabanı ve bilgi sistem araçlarının oluşturduğu küresel bir sistem’ olarak ifade edilmiştir. Siber ve sanal aslında iki ayrı kavramdır. İnternet hem sanal hem de siberdir. Siber terimi sibernetik kökeninden gelmektedir. İlk olarak 1958 yılında Louis Couffignal tarafından kullanılmıştır. İnternete karşılık olarak da kullanılan siber uzay ilk olarak Kanadalı ünlü bilimkurgu yazarı William Gibson tarafından bir bilgisayar korsanının Matrix adı verilen bir bilgisayar sistemine sızarken yaşadıklarını anlatan Neuromancer adlı romanda kullanılmıştır ve aynı zamanda sanal gerçeklik, yapay zekâ ve genetik mühendisliği gibi kavramların da ilk olarak işlendiği eserdir. Günümüzde insan yaşamı her yönüyle sayısallaşmamış olsa da gelecekte varılacak nokta istisnasız her şeyin sayısallaştığı, uluslararası protokollerin ve standartların hayatın tüm evrelerine nüfuz ettiği bir siber alem olacaktır. Siber uzay, yapısı gereği fiziksel olmayan ve coğrafi olarak sınırları bulunmayan bir alandır. Sanal gerçeklik, kavram olarak gerçekte var olmayan ancak sanrılarla var olduğu kabul edilen kavramlar, olgular ve mekânlar için kullanılır. Gerçek dışı bir yaşam formu olduğu da düşünülemez. Aksine terimden gerçek yaşamın uç noktalarının sanal bir gerçeklik üstünde birbirine dokunduğu ortam algılanmalıdır. Sanal gerçeklik teknoloji kullanılarak oluşturulan kurgular ile gerçek ve hayalin birleştirilmesidir. Günümüzde, inandırıcı davranışlarda bulunan yapay zekâlarla dolu, şaşırtıcı derecede gerçekçi dünyalar yaratabilmektedir. Yapay zekâ; insan zekâsına özgü olan, algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, çıkarım yapma ve karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları veya otonom davranışları sergilemesi beklenen yapay bir işletim sistemidir. Bu sistem aynı zamanda düşüncelerinden tepkiler üretebilmeli ve bu tepkileri fiziksel olarak dışa vurabilmelidir. Yapay zekâ çalışmaları sıklıkla insanın düşünme yöntemlerini taklit eden yapay yöntemler geliştirmeye yöneliktir, ancak bununla sınırlı değildir. Öğrenebilen ve gelecekte insan zekâsından bağımsız gelişebilecek bir yapay zekâ kavramına doğru yeni yönelimler oluşmaktadır” diye konuştu.
Siber tehdit ve siber güvenlik hakkında bilgi veren Doktor Öğretim Üyesi Hakan Arıkan, “Siber tehdit, bilgisayar ağlarını kullanan erişim ve iletişim sistemlerinin, kötü amaçlı kişilerin sanal ortamdaki saldırısı nedeniyle çökmesi veya devre dışı kalmasına sebep olan tehdittir. Siber güvenlik siber ortamda, kurum, kuruluş ve kullanıcıların varlıklarını, bilgilerini, haklarını, özgürlüklerini, mülkiyetlerini ve mahremiyetlerini korumak amacıyla kullanılan araçlar, politikalar, güvenlik kavramları, güvenlik teminatları, kılavuzlar, risk yönetimi yaklaşımları, faaliyetler, eğitimler, en iyi uygulamalar ve teknolojiler bütünüdür. Siber alemi anlamak ve korunmak için, internet okur yazarlığı ve internet teknolojisi ve araçlarının güvenli ve etik kullanımı eğitimi ve risklere karşı farkındalık artırma aktivitelerinin geliştirilmesi, yasaklı ve zararlı mecralara erişimin filtrelenmesi, engellenmesi ve hackerlara karşı mücadele edilmesi, bilişim suçları hakkında bireysel ve toplumsal farkındalığının artırılması eğitim ve reklam aktiviteleri, siber suçlara ilişkin ulusal ve uluslar arası örgütlerin işbirliğinin sağlanması, Siber Polis ve Siber Orduların etkin bir biçimde kullanılması, siber suçlara ilişkin proaktif ve adil hukuk kuralları geliştirmek ve önleyici adil kanunların uygulanması için hukuk yapıcı ve yargı organlarının etkin çalışmasının sağlanması gerekmektedir” dedi.
İnsan ve Toplum Bilimleri Dekanımız Prof. Dr. Güvenç Arslan, “İnternet, ilk olarak ABD Savunma Bakanlığı tarafından 1969 yılında ARPANET ile ortaya çıkmıştır. Bu ağ daha sonra ABD’deki araştırma kuruluşlarında ve üniversitelerde kullanılarak büyümüştür. 1990’lı yıllar ise internetin yaygınlaşmaya ve cep telefonlarının kullanılmaya başlandığı yıllar. İnternetle birlikte sosyal ve kültürel önemli değişiklikler de başlamıştır. Güncel gelişmeler ışığında Siber Alem, en güncel olarak yapay zeka önde gelmektedir. Yapay zekâ, hayatımıza çok hızlı girmektedir ve yapay zekanın sorgulanması gereken pek çok boyutu bulunmaktadır. Artan güvenlik tehditleri, gelişen yapay zekâ teknolojileri, yapay zekanın potansiyel sosyal etkileri, yapay zekanın eğitimde potansiyel etkileri olarak değerlendirilmektedir. Yapay zekâ, İnsanların yapabildiklerini yapabilen makine ve sistemler geliştirmeyi hedefler. Yapay zekâ; akıllı ajanlar, robotlar, istatistiksel/makine öğrenme, yapay sinir ağları, derin öğrenme olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapay Zekâ ile ilgili çalışmalar 1940-1950’li yıllarda başlıyor ve bu yapay zekâ türleri genelde yapay sinir ağlarından oluşmaktadır. Akıllı ajan, algılayıcılar aracılığı ile çevresini fark edebilen ve çevresini etkileyebilen herhangi bir şeydir. Makine öğrenme, yapay zekanın aslında arka planında verilerle tecrübe edilen öğrenmeyi sağlayan paradigmalar olarak düşünebilirsiniz. Bilim alanları ve bazı yazılımların temel amaçları bulunmaktadır. Bunlar: tanımlama, tahmin, öngörü, sınıflama, kümelemedir. Bunların hepsi yapay zekada arka planda işe yarayan yöntemlerdir. Tavsiye sistemleri, kullanılan dijital platformlarda sizlerin hoşlanabileceği filmler, müzikler vs. kapsayan yapay zekadır. Bunların olabilmesi verilerin varlığı ile mümkün olabilmektedir. Yapay sinir ağlarını geliştirirken deneme yanılma yolunu seçiyoruz. Derin öğrenmede ise bazı şeyleri yapay zekâ artık kendisi öğrenmektedir. Bu anlamda yapay zekâ yazılımları ile birlikte bireyler, birçok işlemi bu araçlarla yapabilecek örneğin sunum, ödev, tez hazırlamak gibi ama bu beraberinde etik ve güvenlik sorunlarını, eğitim anlayışı ve kalitesi gibi sorunları da getirecektir” şeklinde konuştu.
Bilgisayar Programcısı Atakan Koçak, “Bilgisayar korsanı; yani hackerlar, bilgisayar sistemlerine yetkisiz erişim sağlayan, bilgisayar sistemlerini araştıran ve genellikle bu sistemlerdeki güvenlik açıklarını bulan kişilerdir. Hackerlar genellikle bilgi teknolojileri, bilgisayar sistemleri ve ağlar konusu ile ilgilenir. Hackerlar üç ana gruba ayrılır. Beyaz şapka hacker, bu hackerlar genellikle bilgisayar sistemlerinde güvenlik açıklarını bulur, bu açıkları kapatmaya çalışan, etik ve dosyalanmış dosyalar içinde çalışandır. Amaçları, sistemlerdeki zayıf noktaların ortaya çıkması ve sistem sahiplerine bu konuda yardımcı olmaktır. Hacking yöntemleri; trojan ya da truva atı, bilgisayar yazılımı bağlamında truva atı zararlı program barındıran veya yükleyen programdır. Gri şapka hackerlar, bazen kurallara uygun çalışırlar, ancak bazen etik dışı kopyalar da kullanılabilirler. Amaçları genellikle gösterilebilir, bilgi edinilebilir veya sistem sahiplerine zayıf noktalar gösterilebilir. Nisan 2011'de bir grup uzman, Apple iPhone ve 3G iPad'lerin ‘kullanıcının ziyaret ettiği yerleri kaydettiğini’ keşfetti. Siyah şapka hacker, bu hackerlar genellikle yasadışı faaliyetlerinde bulunan, bilgisayar korsanlığı yapan ve genellikle kötü niyetli olan kişilerdir. Bilgisayar korsanlığı, kişisel veri hırsızlığı, fidye yazılımları gibi yasadışı eylemler gerçekleştirebilirler. Dünyanın En Çok Tanınan siyah şapkalı hackerı Albert Gonzales’tir. Gonzales, sadece 2 yıl içinde 175 milyon kredi kartı numarası çalmıştır. Daha sonra bu numaraları sahte kimlik yapan kişilere satmıştır. Yakalandıktan sonra 40 yıl hapis cezası almıştır. Scrıpt kıddıes ise gösterilen hackerlik çalışmalarına sahip olmayan ve genellikle hazır scriptler veya yazılımlar kullanarak, basit saldırılar gerçekleştiren kişilerdir. Teknik bilgi düzeyi düşük olabilir ve genellikle amatör düzeyde hareket ederler. Hacktıvıstler, belirli bir sosyal, politik veya ideolojik amaç için hareket eden hacker gruplarıdır. Saldırılarını genellikle bu amaçlar doğrultusunda gerçekleştirirler. Örneğin, bir protesto eylemi olarak belirli bir kurumu hedef alabilirler” diye konuştu.
Üniversitemiz Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencisi Batıkan Bakeş, “Bilgisayar korsanları, çeşitli yöntemlerle hassas bilgilere ulaşmaya çalışırlar. Bu yöntemler arasında, kötü amaçlı yazılımlar, kişisel bilgi avı, ve yazılım güvenlik açıkları gibi taktikler önemli rol oynar. Bu tehlikeleri tanımak, kendimizi korumak için önemli bir adımdır. Güçlü parolalar, hesaplarımızı korumanın ilk savunma hattıdır. Uzun, karmaşık ve benzersiz parolalar kullanmak, hesaplarımızı bilgisayar korsanlarının eline geçmesini zorlaştırır. Parola yöneticileri ve çift faktörlü kimlik doğrulama gibi ek önlemler de hesaplarımızın güvenliğini artırabilir. Güvenlik açıkları, bilgisayar korsanlarının sisteme sızmasında kullanabilecekleri yolları sunar. Yazılımların ve işletim sistemlerinin düzenli olarak güncellenmesi, bu açıkların kapatılmasını sağlar. Otomatik güncellemelerin etkinleştirilmesi, sistemlerimizin güncel ve korunaklı olmasını sağlar. Bilinmeyen kaynaklardan gelen e-posta ekleri, şüpheli siteler veya indirme dosyaları, bilgisayar korsanlarının sistemlere sızması için potansiyel araçlardır. Bu kaynaklardan uzak durmak ve yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi ve dosyalar indirmek, büyük önem taşır. Bilgilerimizi kaybetme riskini azaltmanın en etkili yollarından biri düzenli veri yedeklemesidir. Veri yedekleme, beklenmedik durumlarda verilerimizi korumanın önemli bir yoludur. Düzenli yedekleme rutinleri, veri kaybını minimuma indirebilir. Bilgi güvenliği sadece teknolojik önlemlerle değil, aynı zamanda kullanıcıların eğitimi ve farkındalığıyla da ilgilidir. Personel veya kullanıcıların güvenlik konusunda eğitilmesi, şüpheli durumları tanımalarına ve doğru adımları atmalarına yardımcı olabilir” dedi.
Atatürk Üniversitesi Radyo Sinema Televizyon öğrencisi Göktürk Sevim, “Siyah Şapkalı Hacker İzlediği Yollar Ve İnternetin Karanlık Yüzü” adlı sunumunu dinleyenlerle paylaşarak hackerların izlediği yollar hakkında bilgi vererek, onların zararlı çalışmalarının kurbanı olunmaması için önerilerde bulundu.
Program, katılımcılara katılım belgesinin verilmesi ile sona erdi











