Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası Veteriner Hekimliği Öğrencileri Topluluğu (IVSA) tarafından Prof. Dr. Mehmet Gürkan Konferans Salonu’nda “Sektörden Bilime Radyolojik Görüntüleme ve Endikasyonları” konulu konferans yapıldı. Veteriner Radyoloji Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Cerrahi Anabilim Dalından Prof. Dr. Ali Bumin, serbest hekim Dr. Bülent Fahri İnce ve Ankara Üniversitesi Cerrahi Anabilim Dalında Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Şen’in konuşmacı olarak yer aldığı konferansa Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serkan Erat, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Prof. Dr. Ali Bumin sunumunda; geçmişten bugüne kadar görüntüleme tekniklerinin gelişimi hakkında detaylı bilgi aktarımında bulundu. Prof. Dr. Ali Bumin, “Bir fizik profesörü olan Wilhelm Conrad Röntgen, 1895 yılında X-ışınlarını bulmuştur. Tıp alanında ilk olarak elde edilen direk grafi, bizzat Wilhelm Conrad Röntgen tarafından kendi eşinin elinden alınmıştır. Bundan dolayı, Wilhelm Conrad Röntgen, X-ışınlarını radyografilerde ilk uygulayan radyoloji çalışanıdır. X-ışınlarının tıpta ilk olarak uygulandığı bölüm kas-iskelet sistemidir. X-ışınlarının keşfinden hemen sonra tıbbi kliniklerde ve savaş dönemindeki yaralanmalarda geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Savaş döneminde özellikle kurşun gibi vücut içerisinde kalan metalik yabancı cisimlerin tespitinde veya kırıkları saptamada kullanılmaktaydı. Ülkemizde X-ışını ilk olarak Galatasaray lisesinde üretilmiştir. Tıp alanında ise X-ışınları 1896 yılında kendisi de bir hekim olan Esat Fevzi Bey tarafından kullanılmıştır. Günümüzde röntgen cihazları tamamen dijitalize olmuş çekim süreleri çok kısalmış ve çekim sonrası görüntü üzerinde kontrast-ışık değişimleri yapılabilir hale gelmiştir.” dedi.
Dr. Bülent Fahri İnce ise sunumunda; temel radyasyon fiziği, bilgisayarlı tomografinin çalışma prensipleri, avantaj ve dezavantajları, hakkında temel bilgileri verdi. Dr. Bülent Fahri İnce, “1963 yılında Allan McLeod Cormack ve GodfreyHounsfield tarafından teorize edilmiş ve radyolojide yeni bir çığır açmış kesitsel görüntüleme yöntemidir. Temeli Röntgen aygıtına dayanmaktadır. Bir cismin değişik açılardan çok sayıda iki boyutlu X ışını görüntüleri alınarak o cismin iç yapısının üç boyutlu görüntüsü elde edilmeye çalışılır. İlk bilgisayarlı tomografi cihazlarında, tek bir kesit oluşturabilmek için gerekli verileri toplamak, beş dakika gibi uzun bir süre gerektirmekteydi. Bu olay bilgisayarlı tomografinin kullanılmasını engellemiş ve geciktirmiştir. Bilgisayarlı tomografi uygulaması yalnızca beyin incelemesinden ibaret kalmış, sürenin uzunluğu dolayısı ile solunum, intestinal peristaltizm gibi sınırlamalar, bilgisayarlı tomografinin toraks, batın gibi uygulama alanlarında da kullanılmasını geciktirmiştir. Bilgisayarlı tomografi aygıtları, geliştirilme ve rutinde kullanılma aşamalarında bir sıra evrim geçirmiş ve bu dezavantajlarından arındırılmıştır. Bilgisayarlı tomografi kullanım alanları nelerdir? BT farklı vücut bölgelerinde detaylı inceleme için kullanılır. Bunlardan bazıları; Toraks BT: Akciğerlerin içinde olduğu göğüs bölgesine tıp dilinde toraks denir. Toraks BT’de akciğer yapısı, bronşlar, bölgesel lenf nodları ve damarsal yapılar ile kalbin büyüklüğü değerlendirilir. Beyin (Kraniyal) BT: Kafatası kemiklerinden beyin içindeki yapıların dağılımları ve damarsal yapıların durumuna kadar detaylı bilgi verir. Kardiyak Koroner BT anjiyografi: Koldan ilaç verilerek kalp damarlarındaki darlık veya tıkanıklığın varlığı, varsa yeri ve büyüklüğünü saptamak için kullanılır. BT anjiyografi: Beyin, boyun, böbrek ve ekstremitedeki damarlardaki problemlerin değerlendirmesinde kullanılır. Bilgisayarlı tomografi tanıya yardımcı olmasının yanında tedavinin değerlendirilmesinde ve girişimsel işlemlerde doğru alana müdahale edilmesinde kılavuz olarak da kullanılır.
Bu durumlara örnekler; ağır yaralanmalarda iç organların durumu ve kanama açısından değerlendirilmesi, kemiklerdeki kırıklarda kemik hattı ve kemiğin genel durum değerlendirmesi, kemik tümörlerinin tanısı, ameliyat ve radyasyon tedavisine hazırlanan hastaların değerlendirilmesi, birçok kanserin evrelendirmesi, akciğeri dokusunun (astım, amfizem, kronik obstrüktif akciğer hastalığı) detaylı değerlendirmesi, biyopsi alınacak alanın detaylı görüntülenmesidir.” diye konuştu.
Dr. Yusuf Şen sunumunda; ses fiziği, cihazın gelişimi ve kullanımı ile ilgili bilgi verdi. Dr. Yusuf Şen, “Ultrasonografi veya ekografi, ultrason kullanımına dayanan tıbbi görüntüleme ve tıbbi prosedür yöntemidir. Birçok hastalığın ön teşhisinde ilk seçenek olarak kullanılan değerli bir tanı yöntemidir, bununla birlikte daha çok karın organları gibi ses dalgalarının kolayca geçebileceği konumdaki organların tetkikinde etkili bir inceleme yöntemi olarak kullanılır. Ultrason, insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanarak iç organları görüntüleyen bir tanı yöntemidir. Bu inceleme yönteminde X ışını yoktur ve radyasyon ortaya çıkmaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde rahatlıkla kullanılabilir. Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma farklılıkları organdan organa değişir. Bu nedenle farklı dokuların olduğu yapılar, farklı görüntüler verir. Normal yapılar içindeki bir tümör ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir ve tanı konulur. Görüntü oluşturulması sırasında "prob" hasta vücudunda gezdirilirken, altında kalan bölümün kesit görüntüleri, hareketli organlar gibi ekranda kayar. Bu esnada radyologolası tanıyı koyar. Bu görüntüleme yöntemi mesleğimizde hem büyük hayvan hem de pet hayvanlarında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle karın içi organlarda herhangi bir sorun olduğu düşünüldüğünde ilk seçenek olarak akla gelir ve kullanılır.” şeklinde konuştu.
Program, konuklara plaket verilmesi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.










