Üniversitemiz Tıp
Fakültesinde BESST-İVAL’ 24
kapsamında “Biyoteknolojik İlaçlar ve Biyobenzer Konsepti” konulu
konferans düzenlendi. Konuk olarak Hacettepe Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji
Anabilim Dalından Prof. Dr. Alper İskit’in katıldığı programa Tıp Fakültesi
Dekanımız Prof. Dr. Esra Dilek Keskin, Dekan Yardımcımız Prof. Dr. Atike Tekeli Kunt, akademik ve idari
personelimiz ile öğrenciler katıldı.
Programın açılış
konuşmasını yapan Tıp Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Esra Dilek Keskin, “ BESST-İVAL’ 24 kapsamında Farmakoloji
Anabilim Dalı hocası Alper Hoca’yı davet ettik. Bizleri kırmayarak, Fakültemize
geldiği için onur duyuyoruz. Biz Alper Hoca ile üniversitede aynı sıralarda
oturduk ve orta öğrenimden de bir geçmişimiz var. İlaç dünyasında neler
olduğunu ve neler değiştiğini bizlerle paylaşacak olan Alper Hoca’yı
ağırlamaktan gurur duyuyoruz.” dedi.
Prof. Dr. Alper İskit,
“Biyoteknolojik İlaçlar ve
Biyobenzer Konsepti” konulu dinleyenlerle paylaştı. Prof. Dr. Alper İskit, “Biyolojik
ilaçlar; kimyasal bileşimler yerine biyolojik yöntemlerle, organizmalarla,
canlı sistemlerden üretilen ürünlerdir. Biz yıllarca hep ilaç fabrikalarında
hep toz partiküller halindeki ilaçları ürettik. Bunları kapsül yaptık, tablet
yaptık. Aspirin kimyasal ilaç, apranax kimyasal ilaç fakat artık dünya
değişiyor. Moleküler biyolojinin ve genom projesinin gelişmesi ile her şey
kimyasal olmanın dışına çıktı. Kimyasal ilacın kullanımının artık azalıp
biyolojik ilaçların ön plana çıktığını söyleyebilirim. Biyolojik ilaçlar ilk
olarak 1982 yılında insülin ile başladı. Dünyadan Türkiye’ye ilaç dünyasındaki
değişimden bahsedecek olursak Türkiye’de biyofarmasötik bulunmamaktadır ve
bunların tümü ithaldir. Önümüzdeki yıllarda dünyada biyoteknolojik ilaç
pazarının her yıl %12-15 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.” dedi
Son olarak çıkarımlarda
bulunan Prof. Dr. Alper İskit, “Biyobenzerler sağlık harcamalarının azalması
için gereklidir. Biyobenzerler jenerik değildir. Etkinlik ve yan etki
profilinde değişiklik durumunda bu durum hatırlanmalıdır. Yeterli klinik
çalışması olan biyobenzerler tercih edilmelidir. Ülkemizde paketlenme durumunda
asıl biyobenzer ile karşılaştırma çalışması gereklidir.” diye konuştu.






