Üniversitemiz Çocuk
Hakları Topluluğu tarafından “Çocuk Haklarından Haberdar Mısınız?” adlı
konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak Ankara Barosundan Avukat Hilal
Çelik, Avukat Aslı Karahan ve Kırıkkale Barosundan Avukat Yasin Torunoğlu
katıldı.
Konferansta ilk
olarak Avukat Hilal Çelik konuşma yaptı. Avukat Çelik, konuşmasına suça
sürüklenen çocuğun ve mağdur çocuğun tanımını yaparak başladı. Çelik, “Pekin
kuralları dediğimiz, Birleşmiş Milletler Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması
Hakkında Asgari Standart Kurallarına göre çocuk, dâhil olduğu hukuksal süreç
içinde kendisine yetişkinlerden farklı davranılması gereken bireydir. Suça
sürüklenen çocuk, kanunlarda suç olarak düzenlenmiş bir fiili işlediği
iddiasıyla hakkında soruşturma ya da kovuşturma başlatılan ya da çocuğa özgü
güvenlik tedbiri uygulanan bireydir. Mağdur çocuk ise psikolojik, zihinsel,
fiziksel, sosyal, ahlaki gelişimi risk altında olan, ihmal ya da istismar
edilen ve suç mağduru olarak tanımlanan çocuk olarak tanımlanır” dedi.
Suça
Sürüklenen Çocukların Korunması Bir Devlet Politikası Olmalı
Çocuk haklarının
korunmasının ve çocuk suçları ile mücadelenin devlet politikası olması
gerekliliğini belirten Avukat Çelik, “Çocuk suçluluğunun büyük bir kısmı çocuk
yoksulluğuna dayanmaktadır. Suçlulukla mücadele edebilmenin yolu çocukların
içinde yaşadıkları sosyal ortamların onları tekrar suç işlemeye teşvik etmeyecek
derecede iyileştirilmesi, çocukların ve ailelerinin desteklenmesi ve bunun bir
Devlet politikası olmasından geçiyor. Suça sürüklenen çocukların korunması
sadece hukukla ya da kanunlar koymakla, çocukları suç işledikleri için
cezalandırmakla çözümleyeceğimiz bir olgu değil. Aynı zamanda psikolojiyi,
sosyolojiyi ve sosyal hizmetleri ilgilendiren bir alan” dedi.
Suça
Sürüklenen Çocuğun Hakları Nelerdir?
Çocukların da diğer
bireyler gibi temel haklarının olduğunu ve aynı zamanda onlara özel olan bazı
hakların olduğunu belirten Çelik, “Suça sürüklenen çocuğun hakları nelerdir?
Çocuk adalet sisteminin amacı sadece çocukların cezalandırılması ya da çocukların
ağır cezalandırılması, mağdurun korunması, suçun önlenmesi değildir. Diğer bir
amacı da çocukların ıslah edilerek yeniden suç işleyemeyecek bireyler haline
getirilmeleridir. Çocuk da yetişkinler gibi bir birey. Doğdukları andan
itibaren birtakım hakları var, hak ehliyetleri gibi. Çocuk olmalarından dolayı
kendilerine tanınmış özel hakları var. Bunlar, mesela çocuğun, anne babası ya
da yasal temsilcileri çocukla ilgili yapılan işlemleri çocuğa haberdar etmeli
ve çocuğun fikirleri alınmalı. Yani çocuğa katılım hakkı sağlanmalıdır. Bunun
dışında çocuğun ve ailesinin ayrımcılığa tutulmaması gerekir. Çocuğun
özgürlüğünden mahrum bırakılması mümkün olduğunca en son aşamaya bırakılmalı. Hem
mağdur çocuklar için hem de suça sürüklenen çocuklar için çocuğun üstün yararı
diye temel bir ilkemiz var. Çocukla ilgili yapılan tüm işlemlerde çocuğun
kişisel durumu, gelişimi, kendine has özel durumları göz önüne alınarak ona uygun
muamele edilmesi gerekir. Ayrıca çocuk yargılamasında da en önemli şey, çocuğun
hiçbir şekilde avukatsız temsil edilememesidir” dedi.
Aile
içi şiddet de çocuğu suça itiyor
Konferansta yer alan
diğer konuşmacı Avukat Aslı Arıhan ise konuşmasına ilk olarak kadına ve çocuğa
şiddeti ele alarak başladı. Çocuğa şiddeti ve çocuğun mağduriyetinin görmezden
gelinemeyeceğini, aile içi şiddetin çocuğun üzerindeki etkisini belirten
Arıhan, “Aile içi şiddet içerisinde yaşayan çocuk, dışarıya da bu şiddeti
yansıtır. İnsanların en güvenli olması gerektiği yer ailedir. Suça sürüklenen
çocuklar ve mağdur çocuklar için herkes elinden geleni yapmak zorunda çünkü o
çocuk ilerde sizin de hayatınızı etkileyecek bir birey haline dönüşecektir.
Şiddet eğilimli ailelerde doğan çocuklara maddi şeyleri verseniz de manevi olan
şeyleri veremezsiniz. Bu noktada suç sadece yoksullukla da bağdaştırılmaz”
dedi.
Çocuk
İstismarında Türkiye 3. Sırada
Çocuk istismarı
hakkında bilgi vererek Türkiye’nin çocuk istismarı sıralamasında dünyada üçüncü
sırada yer aldığını söyleyen Avukat Yasin Torunoğlu, “Çocuk İstismarında
Türkiye Dünya’da 3.sırada. Bu cinsel istismar suçunun mağdur çocuklarının %70’i
11 yaşından küçük, %60’ı kız ve %40’ı erkektir. İstismarcıların da %96’sı erkek
ve %85’i çocuğun tanıdığı kişiler. Aslında çocuklarımızı dışarıdan koruyoruz
ama kendimizden koruyamıyoruz. En tehlikeli durumlardan biri de yakınlarımıza
duyduğumuz güven çıkıyor bu tabloda. Tabii ki yakınlarımıza güvenmeliyiz ama
önlemlerimizi de almalar. Çocuğun en güvenilir yeri anne babasının yanıdır”
dedi.
Çocuk
İzleme Merkezi
Cinsel İstismara
uğrayan çocuklar için kurulan ÇİM( Çocuk İzleme Merkezi) hakkında bilgi veren
Avukat Torunoğlu, “ÇİM, 4 Ekim 2012 yılında Ankara’da kuruldu ve daha sonra
diğer illerde kuruldu. Şu an yaklaşık 32 ilde ÇİM var. Cinsel istismara uğramış
çocuklar sivil görevliler tarafından alınıp merkeze götürülüyor. Hastaneler
içinde kurulmuş olan bu merkezler, hastaneden bağımsız olarak çalışıyor. Bu
merkezler çocuğun kendini rahat ve güvende hissedeceği merkezlerdir. Uzman psikologlar, Aile ve Sosyal Politikalardan
görevli kişiler, Barolardan görevli avukatlar, uzman hekim, alanında uzman ve çocuğa
soru yöneltebilecek herkes bu merkezlerde görevli olan kişilerdir. Bu
merkezlerde amaçlanan ise çocuğun aynı vakayı bir daha yaşamaması, tek seferde
bu işin çözümlenmesi. Mesela mağdur
çocuk hakim karşısına defalarca çıkmıyor” dedi.
Konferans soru- cevap
ve plaket takdimi ile sona erdi.






