Üniversitemizde
Gençlik, Demokrasi ve Demokratik Katılım Kongresi düzenlendi. Üniversitemiz
Sosyolojik Araştırmalar Topluluğu tarafından Yahya Kemal Salonu’nda düzenlenen
kongreye Suriye Geçici Hükümeti eski Başbakanı Ahmet Toma, Suriye Geçici
Hükümeti eski Sağlık Bakanı Dr. Muhammed Vecihi Cuma, gazeteciler, akademisyenler
ve öğrenciler katıldı. İki gün süren kongrede 21 uzman isim tarafından 20 sunum
gerçekleştirildi.
Programın
açılış konuşmasını yapan topluluk başkanı Betül Evren günümüzü daha sağlıklı şekilde
anlamlandırmak ve ülkemizi yakından ilgilendiren konularda aydınlanmak adına
Gençlik, Demokrasi ve Demokratik Katılım Kongresi’ni düzenlediklerini
belirterek, kongrede emeği geçenlere teşekkür etti.
Kongrede
ilk olarak Ortadoğu analisti ve gazetecisi Türkmen Gazeteleri Başkanı Güngör
Yavuzaslan “Kerkük ve Ortadoğu’da Devlet Dışı Unsurlar, Türkmenler ve Yaşam
Koşulları” konulu sunumunu yaptı. Yavuzaslan, Ortadoğu bölgesi ve Irak
Türkmenleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Arap
Baharı’nı başlatan temel unsurlara değinen Yavuzaslan, “Ortadoğu’da 2011
yılından bu yana takip ettiğiniz gibi Arap Baharı, Arap Fırtınası, Arap Kaosu
olarak adlandırılan gelişmeler yaşanıyor. Tunus’ta seyyar tezgahına el konan
bir gencin kendini yakmasıyla olaylar başladı. Bu aslında bir nedendi. Ortadoğu
diktatörlüklerin, haksızlıkların, zulümlerin içinde inleyen topraklardı. 10
yıldır bölgeyi ziyaret ediyorum. Şam’da, Halep’te, Bağdat’ta, Kerkük’te yaşayan
gençler bir Ortadoğu bataklığına bakıyorlar bir de sosyal medya ile Ankara’ya,
İstanbul’a, Avrupa’ya, dünyada gelecek hayali kurabilecekleri yerlere
bakıyorlar. Kendi bölgesinde geleceği ve işi yok. Türkmen, Arap, Kürt gençler
daha iyi yaşamak istiyor. Bence Ortadoğu’daki olayların başlama sebebi
gençlerin gelecek kaygısıdır” şeklinde konuştu.
Devlet Dışı Aktörler
Ortadoğu’da Devlet Rolünü Üstleniyor
Güngör
Yavuzaslan, Ortadoğu’yu kaosa sürükleyen unsurların dış kaynaklı olduğunu ifade
ederek “Suriye ve Irak bağlamında bölgeyi bu hale getirenler bölge dışı
aktörlerdir. Suriye’de 35.000-40.000 civarında Suriye dışından gelen savaşçı
var. ABD, Çin, Rusya gibi küresel güçler, petrol baronları, silah kaçakçıları,
dolar efendileri Ortadoğu’ya müdahale ediyor. Mesela Irak’ın bütün petrol
altyapısı her şeyiyle İngilizlerin elindedir ve önemli siyasi isimlerin %95’i
İngiliz vatandaşıdır. Devlet dışı aktörler Ortadoğu’da devlet rolünü üstleniyor
ve DEAŞ ve PYD gibi terör örgütleri bölgede alan hakimiyeti kuruyor” dedi.
Türkmenler Yüzyıllardır Bir Baskı Ve Ötekileştirme Altındalar
Kerkük
ve Irak Türkmenleri’nin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal ortam hakkında bilgi
veren Yavuzaslan, “Irak Türkmenleri yoğun olarak Kerkük, Telafer bölgesinde
yaşıyorlar. Irak Türkmenleri sadece Irak’ın değil Ortadoğu’nun en entelektüel, en eğitimli
toplumudur. Çok eğitimli olmalarına rağmen Türkmenlerin temel problemi silahlı
güçlerinin olmamasıdır. Arapların, Kürtlerin, Şiilerin kendi milis güçleri var
ama ne yazık ki Türkmenlerin silahlı gücü yok. Ortadoğu’da silah gücü, pazu
gücü, dolar gücü kimde fazlaysa kaymağı o yer ve istediği bölgeyi kontrol eder.
Şu anda Irak’ın kuzeyinde bu yaşanıyor. Kerkük, dünya petrollerinin %4’üne
sahip olan ve beş bölgesinde 1200 petrol kuyusunun olduğu bir bölgedir. Bu beş
bölgenin ikisini Barzani’ye bağlı KDP peşmergeleri kontrol ediyor. Diğer üç
petrol bölgesiyse Bağdat yönetiminin kontrolü altındadır. Kerkük’teki asıl
sıkıntı petrolün kontrolü ve sevkiyatıdır. Çünkü Irak’ın kuzeyinde kurulmak
istenen bir devletin Kerkük petrolüne ihtiyacı var. Kerkük’ün kontrolünü Kerküklü olmayanlar
elinde tutuyor ve kenti yönetiyor. Yüzyıllardır Kerkük’te yaşayan Türkmenler
bir baskı ve ötekileştirme altındalar. İstanbul’da, Bakü’de, Kazakistan’da ‘Ne
mutlu Türküm diyene’ demek kolaydır ama bu Kerkük’te zordur. Baştaki peşmerge
idaresi ‘Türkmen kimliğini kullanamazsın, kimliğini ön plana çıkaramazsın’
baskısı yapıyor. Irak’taki insanların bakış açısına göre Türkmen demek Türkiye
demektir. Irak Parlamentosu’nda Irak Başbakanı, Irak Türkmen Cephesi liderine
‘Sen bu kürsüde çok fazla Türkiye deme. Çok istiyorsan Ankara’ya git orada
siyaset yap’ diyor. Oradaki bakış açısı bu. Şu anki Irak anayasasında Kerkük,
merkezi yönetime bağlı bir vilayettir ama şu anda bir referandum kararı alındı.
Bir ay içerisinde Kerkük’ün bölgesel yönetime mi, merkezi yönetime mi bağlı
kalacağı belli olacak” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz Gecesinde Türkmen Lidere Tehdit
Türkmenlerin
Türkiye’ye çok bağlı olduklarını belirten Yavuzaslan, “Türkmenler, Türkiye
siyasetini çok yakından takip ediyorlar.15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde
PKK’nın Kerkük’te bulunan bir ismi, milletimizin darbeye karşı koyacağını
düşünemeyerek Irak Türkmen Cephesi başkanını arıyor ve ‘Türkiye’de darbe oldu,
biz Türkiye’yi ele geçirdik. 16 Temmuz’da seni alacağız. Sakın Kerkük’ten
çıkma’ sözleriyle tehdit ediyor. Irak Türkmen Cephesi Başkanı bunları canlı
yayında anlattı. Anadolu’da olan bir depremi, bir sarsıntıyı kat kat fazlasıyla
orada hisseden bir Türkmen varlığı var. Bugün Kerkük’e, Telafer’e gittiğinizde kendinizi
Anadolu’nun bir bölgesinde gibi hissedersiniz. Irak Türkmenleri yemek
kültürümüzden konuşmamıza, davranışlarımıza kadar Anadolu’nun ayrılmaz bir
parçasıdır” dedi.
Yavuzaslan,
konuşmasının ardından Sosyolojik Araştırmalar Topluluğu Başkanı Betül Evren’e
Türkmeneli bayrağını hediye etti. Üniversitemiz Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Çağatay Sarp tarafından Güngör Yavuzaslan’a plaket takdim edildi. Kongre, Kaman
Japon Müzesi Bahçesi ve Keskin gezisi ile sona erdi.
