Okulların yaz
tatiline girmesiyle birlikte karne notları bazı öğrenci ve veliler için
mutluluk ve gurur kaynağı anlamı taşırken, bazıları için ise değersizlik ve
mutsuzluk anlamı taşıyor. Sadece karne notları üzerinden ‘başarılı’ veya
‘başarısız’ gibi tanımlamaların doğru olmadığını belirten Üniversitemiz Danışma
Rehberlik Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Kandemir bu
süreçte ailelere düşen görevlere değindi.
Okul
hayatının iletişim, sosyal beceri, arkadaşlık, kendini tanıma, mesleki yönelim,
yaşama hazırlanma gibi pek çok öğrenme alanlarını içerdiğini ifade eden Doç. Dr. Mehmet Kandemir, “Eğitim öğretimin
paydaşları açısından okul, daha çok ders ve sınav geçme, yüksek not alma,
başarı ile ilgili yaşantıların olduğu yaşam alanı olarak algılanmaktadır.
Eğitim ve öğretim dönemlerinin sonunda elde edilen performans göstergeleri
karnelerde okul, veli ve öğrenciye ilan edilir. Elde edilen bu notlar, bazı
öğrencilerin pozitif duygular yaşamasına neden olurken; bazı öğrencilere,
tembel, ezik, başarısız, ilgisiz, umut vaat etmeyen, işe yaramayan kimlikler
yüklenmesine ve bu öğrencilerin yoğun değersizlik, umutsuzluk, utanç, suçluluk
gibi negatif duygular yaşamasına neden olmaktadır. Fakat, burada dikkat etmemiz
gereken hususlardan birincisi, alınan karne notları sadece derslere ait sınav
notlarıyla ilişkili değildir. Alınan notlar; okula, öğrenmeye, derslere ve
öğretmenlere yönelik motivasyonun, sınıf içi katılımın, öğretmen ve diğer
öğrencilerle ilişkilerin, algılanan veli ve öğretmen desteğinin, okul ya da
aile yaşantılarının, travmalarının vb. pek çok faktörün de yansımalarıdır. Bu
yüzden karne notlarını sadece sınavın notları olarak görüp, öğrencilere başarı
ya da başarısızlık kimliği yüklememek gerekmektedir. Diğer önemli bir husus da;
aile içi ilişkilerin, yaşantıların, algılanan aile ikliminin ve yüksek
beklentinin, algılanan veli ve öğretmen desteğinin karne notlarının oluşmasına
katkıları çoktur. Bu yüzden notların sorumluluğunu sadece öğrencide görmek
doğru değildir. Elde edilen sonuçların sorumluluklarının paylaşılması
gerekmektedir. Notların, sadece öğrencinin elde ettiği sonuçlarmış gibi
görülmesi, öğrenciye duygusal bir baskı ve stres kaynağına dönüşmesine ve bunun
sonucunda, aile ve okul ortamına yönelik duygusal bağların zayıflamasına ve
kopuşuna neden olabilir” şeklinde konuştu
Karne Notları Nasıl Değerlendirilmeli?
Karne
notlarının buzdağının görünen yüzü olduğunu belirten Doç. Dr. Mehmet Kandemir,
“Görünmeyen yüzü ise, yukarıda belirttiğimiz hususlardır. Karne notları
istenildiği gibi olmayan bir öğrencinin velisi, sonuçları olabildiğince
soğukkanlı karşılamalıdır. Kaygılı, panik ya da öfke ile çocuğuna yaklaşan
veli, öğrencinin daha fazla değersizlik ve suçluluk duygularını yaşamalarına ve
sonucunda çocuğunun bir travma yaşamasına neden olabilir. Özellikle yüksek
beklentiler taşıyan, kaygı düzeyi yüksek ve mükemmeliyetçi bir veli ise notlar
karşısında çocuğuna karşı tutumları oldukça abartılı olabilir. Bazı çocuklar, velinin tepkileri ile
yüzleşmemek için başka istenmeyen tutum ve davranışların içine de girebilir.
Unutmamak gerekir ki, çocukların değeri not gibi değişen ve geliştirilebilen
sayısal bir sonuç ile asla eşleştirilmemelidir. Karne notuyla ilgili ailede bir
değerlendirme yapılabilir. Öğrenciyi başarıya ya da başarısızlığa götüren
faktörleri çocuk ve aile birlikte tartışıp, gelecek dönemlerle ilgili
sorumluluklar yeniden paylaşılabilir. Tabi bunlar yapılırken, oldukça özenle
hazırlanmış bir ortamda (tv, bilgisayar, telefon, görültü vb. dikkat
dağıtıcılardan uzak bir ortam) ve eleştirel olmayan bir ortamda bunlar yapılabilir.
Bu anlarda çocuklar anlayışlı, içten ve duyarlı kişileri, özelliklede biyolojik
kan bağı olan kişileri çevresinde görmek ister. Çocukların, bu ihtiyaçlarına
velilerin duyarlı olması gerekmektedir” dedi.
Abartılı Ödül Ve Övgülerden Kaçının
Doç. Dr. Kandemir
ödül ve övgü konusunda aşırıya kaçılmaması gerektiğini ifade ederek, “Başarılı
olan öğrencilerin aileleri, çocuklarının başarısını ödüllendirmek için madde
odaklı ya da abartılı ödül ve övgüler yapmaktan kaçınmalıdır. Öğrenci
sorumluluklarını yerine getirdiği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Çok fazla ödül
alan öğrencinin, karne notlarını ödüle
ve ailesinin övgüsüne giden bir araç olarak değerlendirme riski vardır. Oysa ki
öğrencilerin, şu anı ve geleceği için öğrenme,
kendini geliştirme çabası taşımaları ve bu bilinçle hareket etmeleri
gerekmektedir” dedi.