Lisans
Yerleştirme Sınavı’nın (LYS) sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte
üniversitelere yerleşmek isteyen öğrenci adaylarında tercih heyecanı başladı.
Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Naciye Güven, bu süreçteki öğrenci ve ailelere
önemli uyarılarda bulundu.
İnsan
yaşamında kişinin hayatına yön veren, yaşantısını değiştiren bazı dönüm
noktaları olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Güven, “Kişi yaptığı tercihlerle
yaşamını şekillendirir. Geleceğimizin teminatı gençlerimizin bugünlerde içinde
bulundukları üniversite tercih süreci de hem kendileri hem de aileleri
açısından bu sebeple önemlidir. Bu süreçte gençlerimizin sağlıklı karar
alabilmesi için her şeyden önce gerekli olan ilk koşul kendini tanımasıdır. Kişinin
okumaktan maksadının, hayata dair beklentilerinin, önceliklerinin neler
olduğunu bilmesi; yetenek, ilgi ve değerlerinin farkında olması kendisiyle
ilgili sağlıklı kararlar vermesini kolaylaştırır. Bu tercihleri yaparken
kişinin yaşamını anlamlı kılan değerlerinin olması son derece önemlidir. Bu
nedenle gençlerimiz kısa yoldan para kazandıracak meslek seçiminden ziyade
severek çalışabilecekleri onları mutlu eden tercihler yapmalılar. Umutsuz olmamalılar”
dedi.
Seçeceğiniz Bölüm Hakkında
Araştırma Yapın
Tercih
edilecek bölümle ilgili geniş kapsamlı araştırma yapılması gerektiğini ifade
eden Yrd. Doç. Dr. Güven, “Kendini tanımanın, yetenek, ilgi ve değerlerinin
farkındalığından sonra önemli olan bir diğer husus seçilecek bölümler konusunda
bilinçlenmektir. Mümkünse o meslek grubundan kişilerle görüşülmesi, kişinin mesleğin
gerektirdiği özelliklere uygunluk derecesi, önem veriliyorsa seçecekleri
üniversitenin kariyer olanakları, sunduğu diğer fırsatlar, yurtdışı programlar,
staj, çift dal, yan dal ve burs imkânları, öğretim üyesi niteliği, içinde
bulunduğu şehir, sektörle ilişkisi vb. konuların araştırılması da gençlerimizin
tercihlerini yapmalarında yardımcı olacaktır. Üniversitelerin sitelerinden ya
da bizzat üniversiteler yerinde ziyaret edilerek bu tür bilgilere ulaşılabilir.
ÖSYM’nin hazırlamış olduğu Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu öğrencilerin
tercih yapmadan önce önemle okuyacakları temel rehberdir. Bir üniversite
okurken okuduğu bölümden ya da üniversiteden memnun kalmayıp tekrar sınava
giren binlerce gencimiz sağlıklı tercih yapmamanın kurbanıdır” dedi.
Yrd.
Doç. Dr. Naciye Güven, tercihleri yaparken puan değil başarı sıralamalarının temel alınması gerektiğini söyleyerek, “Gençler
listelerindeki programların sırasının, gerçekten istek sıralarına uygun olup
olmadığına bakarak son kararı vermelidirler. ‘Nasılsa bu tercihim gelmez’
denilerek istenmeyen bir bölüm tercih listesinin sonuna dahi alınmamalıdır. Çünkü
listenizdeki bir bölüme yerleşmeniz halinde bir sonraki sene ağırlıklı
ortaöğretim başarı puanına uygulanacak katsayılar yarıya düşecektir. Puan türü
değişen bölümler var bu sene. Bu bölümleri tercih edecek öğrencilerin değişen
yeni puan türündeki başarı sıralamaları belli olmadığı için tercih aralıklarını
geniş tutmalarında fayda var. Bazı sitelerde önceki senelerin başarı
sıralamaları verilmektedir. Gençler özellikle önceki sene verilen başarı
sıralamalarının eski puan türündeki başarı sıralamaları olduğunu unutmamalı ve
internette araştırma yaparken de girdikleri sitelerin güvenilir bilgiler
verdiğinden emin olmalıdırlar. Ayrıca herhangi bir olumsuzluk yaşamamak adına
ÖSYM şifrelerini hiç kimseyle paylaşmamalıdırlar” şeklinde konuştu.
Kendiniz İçin mi Çocuğunuz İçin mi
İstiyorsunuz?
Bu
süreçte ailelere de önemli görevler düştüğüne değinen Yrd. Doç. Dr. Güven, “Gelecekleri
konusunda önemli bir karar almak adaylar üzerinde yeterince stres oluşturuyor.
Bir de etraftaki kişilerin bilinçsizce kafa karışıklığı yaratması durumu daha
güçleştiriyor. Bu nedenle ebeveynler de bu süreçte araştırmalı, bilinçlenmeli,
düşüncelerini paylaşmalı ancak çocuklarının isteği ölçüsünde destek olmalılar. Özellikle
çocukları için bir şey isterken acaba çocuklarının geleceğini mi yoksa kendi
geleceklerini mi düşündüklerini, egolarının bu süreçte ne derecede devrede
olduğunu, çocuklarını kendi yaralarını kapatmaya çalıştıkları yara bantları
olarak görüp görmediklerini bir düşünmeliler. Anne baba olarak nerede durmaları
gerektiğini bilmeliler. Çünkü bu hayat ebeveynlerin değil onların! Puanları
heba olmasın diye lütfen onların hayatlarını heba etmeyin. İlerde mutlu ve
huzurlu olunacak tercihler yapılmalıdır. Her şeyden önce kişi öğrenmeyi
öğrenmeli, ilgi ve yetenekler doğrultusunda kendini her daim geliştirmeli,
yaptığı işi sevmeli ve elinden geleninin en iyisini yapmaya gayret
göstermelidir” tavsiyelerinde bulundu.