Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü tarafından 15 Temmuz Yeniden
Diriliş adlı konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak Cumhurbaşkanlığı
Kurumsal İletişim Başkanı Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz, Türkiye Gençlik Vakfı İl
Temsilcisi Mustafa Tekertarla katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından
açılış konuşmasını Türkiye Gençlik Vakfı İl Temsilcisi Mustafa Tekertarla yaptı. Tekertarla’nın konuşmasının ardından Kuran-ı Kerim
tilaveti okundu. Tilavetin ardından Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı
Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz’ın konuşmalarına geçildi.
Bir Millet Korkmadığı için Yükselir ve Tarihe Şan Verir
Konuşmasına Mevlid Kandilini kutlayarak
başlayan Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz, “Bugün üzerinden bir buçuk yıl geçmiş
olmasına rağmen 15 Temmuz’u önemli bir dönüm noktası olarak kodlamış
bulunuyoruz. 15 Temmuz’u ne kadar konuşsak azdır ne kadar anlatsak azdır çünkü
belki de yüzde doksanımızın hayal bile etmeyeceği bir olayı yaşadık 15 Temmuz
2016 gecesi. O gün Allah da bizim kalplerimizden korkuyu aldı. Allah’ın bir
milletin kalbinden korkuyu alması pek az millete nasip olan bir niteliktir. Bu
herkese nasip olmaz. Bizi bu topraklarda yaşayan milleti farklı kılan da işte
budur kardeşlerim. Biz tarihte kas gücümüz çok fazla olduğu için veyahut çok
uzun boylu olduğumuz için çok dayanıklı olduğumuz için destanlar yazmadık.
Bizim tarihte destanlar yazmamızın en büyük sebebi ölümü öldürmemiz, korkuyu
öldürmemizdir. Korkmadığı için bir millet yükselir, şan verir tarihe” dedi.
Bizi Ayakta Tutan Şey Toplumun İrfanıdır
Türk Milletinin Anadolu’da uzun yıllardır
hüküm sürdüğünü söyleyen Dr. Küçükyılmaz, “Bu topraklarda bu millet 1000 yıldır
ayakta kalabiliyorsa ki tarihte hiçbir toplum bizim kadar bu topraklarda ayakta
kalabilmiş, hüküm sürebilmiş değil. Hititler, Frigler, Medler, Persler,
Mezopotamya’dan gelenleri de dâhil ediyorum veya Yunanlılar da bu topraklara
gelip geçiyor zaman zaman. İskender döneminde Makedonlar da gelip geçiyor değil
mi? Bunların hepsinin ömrü 150-200 yıl en fazla. Biz 1000 yıldır buradayız.
Bunun sebebini hiç düşündünüz mü? Bu millet burada 1000 yıl nasıl durdu? Şahadet
arzusu ve ölümü öldürmek. Onlar Cenab-ı Hakkın bize verdiği nimetler. Biz
Malazgirt’in bir efsane olmadığını, Çanakkale’nin bir hikaye olmadığını
Kurtuluş Savaşı’nın, Dumlupınar’ın, Sakarya’nın bir fasarya olmadığını 15
Temmuz gecesi gördük işte. Bizi ayakta tutan bu şey bu toplumun irfanıdır”
dedi.
Bizim Topraklarımızda Bizim İnsanımızı Devşirdiler
İçimizden çıkan fetöcüleri çok iyi tanımamız
gerektiğini ve güvenli bir gelecek inşa etmemiz gerektiğini söyleyen Dr. M.
Mücahit Küçükyılmaz, “Biz tarihin hem kara hem ak sayfalarını yazmaya aday
olabiliriz. Burada kararı biz vereceğiz. Bizim diğer milletlerden farklarımızı
da iyi bileceğiz ve içimizden çıkan fetöcülerden farkımızı da çok iyi
bileceğiz. Onlar bizim sokaklarımızda büyüdüler, bizimle aynı sıraları paylaştılar,
bizim mahallelerimizden çıktılar. Onların en büyük farkı bu milletten
kendilerini gizlemeleriydi. Öyle gizlendiler ki, efendileri onlara çıkın şu
sokaklara ve darbe yapın dedikleri zaman ne yapacaklarını bilemediler. Önce senkronizasyonu
tutturamadılar. Gece 3’te yapmaları gerekirken erken deşifre oldukları için
akşam 9’da başladılar. Geçmişte hiçbir darbecinin düşmediği hataya düştüler. Bu
millete ateş açtılar. Bu milletin içinden çıkan insanlardı onlar
mankurtlaşmışlardı, teslim alınmışlardı, devşirilmişlerdi. Tarihte bizi güçlü
yapan işlerden bir tanesi de devşirme sistemidir. Osmanlı Avrupa’nın özellikle
balkanların en güçlü, en yetenekli, en güçlü, en zeki evlatlarını almaktaydı ve
onları İslam ile şereflendirip, devletin ve milletin hizmetine takdim
etmekteydi. Buna batılılar devşirme sistemi dediler. İşte o batılılar aradan
geçen yüzyıllar içerisinde aynı sistemi bize uyguladılar. Bizim topraklarımızda
bizim insanımızı devşirdiler, bize karşı kullandılar. Şimdi bunlarla bizim
aramızdaki en önemli farklardan bir tanesini Kuran-ı Kerim söylüyor. ‘ Ey iman edenler siz Allah’ın dinine yüz
çevirirseniz Allah sizin yerinize bir kavim getirir. Onlar Allah’ı sever. Onlar
müminlere karşı zillet sahibidirler. Onlar kafirlere karşı da izzet
sahibidirler. Onlar Allah yolunda cihat ederler. Kınayanında kınamasından
korkmazlar. Bu Allah’ın herkese verdiği bir lütuf değildir’ İşte ölçü burada.
Bizim 15 temmuzdan itibaren her an bizi kuşatan bir duygu olarak yaşamamız gereken şey şudur: Biz
o gece ölebilirdik. Birçoğumuz ölümle burun buruna geldik. Bir millet olarak
düşünmemiz gereken şu ki aslında biz o gece öldük. Şehitlerimiz gazilerimiz ve Allah’ın gökten
inen orduları sayesinde bahşedilmiş fazladan bir hayatı yaşamaktayız. Bu
bilinçle yaşadığımız zaman yeni bir Türkiye inşa edebiliriz. Güvenli bir gelecek inşa edebiliriz.
Çocuklarımıza, torunlarımızda bir daha böyle darbecilerle karşı karşıya
kalmayacakları bir Türkiye bırakabiliriz” dedi.
Programın sonunda Üniversitemiz Genel
Sekreteri İsmail Altan Akgün tarafından Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz’a plaket
takdim edildi.
