İstanbul
Milletvekili Metin Külünk, Üniversitemiz Nurettin Topçu Konferans Salonunda
‘Yerlilik ve Millilik’ konulu konferans verdi. Sınıf Öğretmenliği Topluluğu
tarafından düzenlenen etkinliğe Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Kırıkkale
Cumhuriyet Başsavcısı Erdoğan Bayrakdar, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Nihat
İnanç, öğrencilerimiz ile akademik ve idari personelimiz katıldı.
Hz. Adem’den Bu Yana
Her Çağ Bilgi Çağıydı
Konuşmasına
bilgi çağının tarihçesini anlatarak başlayan Külünk, “Hz. Adem’den bu yana her
çağ bilgi çağı idi. Bu çağa bilgi çağı denmesi aslında yanlış bir tanımlama. Bu
çağ bilgiye en kolay erişebilme çağıdır. Çünkü eşya Hz. Adem’e öğretildiği
günden beri insanlık bilgi ile yaşıyor. Şeytanın kıskandığı, isyan ettiği şey de Hz. Adem’e eşyanın sırrının
öğretilmesiydi. Bugün geldiğimiz noktaya bir bakın. Bundan sonra ki dönemlerde
robot milletler topluluğu konuşulacak, robotların hukuku konuşulacak” dedi.
Benzeyenler Farklılık
Ortaya Koyamazlar
Farklılığın
benzememekle kazanılacağını belirten Külünk, “Akıl galibiyetinin referansı benzememektir.
Benzeyenler farklılık ortaya koyamazlar. Benzemeyenler farklılık ortaya
koyabilir. Batı’ya benzemeyen ama Batı’yı doğru anlayacak ve Batı’nın doğru
anlaşılması üzerinden bir akıl galibiyeti üretecek farklılığa ihtiyaç vardır.
Bu farklılığı ortaya koyacak yegâne güç İslam ve Müslümanlardır. Yenik olan
İslam değildir, yenik olan Müslümanlardır. Yenik olan Kuran değildir yenik olan
kurandaki araştırmayı, bilmeyi, öğrenmeyi, anlamayı unutmuş, aklını dondurmuş
Müslümanlardır. Bu sebeple Batı karşısındaki bu büyük mücadele bir yenilgi
sürecinde. Bunu bir galibiyete dönüştürebilme noktasında eğer aklımızı akıl
özgürlüğü ile buluşturmazsak bilin ki robot devriminde biz üretmeyiz yapay
zekâdan sonra gelecek süreci de biz konuşamayız. Sadece taklit eden, izleyen
oluruz. Tanzimat’tan itibaren bana göre Bu topraklarda yapılmış en büyük yanlış
Batı’nın galibiyeti karşısındaki mağlubiyetimizi yeniden galibiyete
dönüştürecek farklılık ortaya koymamız gerekirken Batı’ya benzemeyi kabul
ederek aslında iddiasız bir millet haline getirilmemiz noktasında çok önemli
adımlar atıldı bu ülkede” dedi.
Yerlilik ve Millilik Tanımının
İlk Parametresi Dindir
Bu
topraklardaki kimliğimizin inşasındaki referansımız yerlilik ve milliliktir.
Yerlilik ve millilik tanımının ilk parametresi dindir. Dolayısıyla parametrelerin
başında gelen din ve İslam, Türklerin medeniyet inşa etme kapasitesi
kazandırmıştır. Dinlerini kaybeden Türklerin: Bulgarlar ve Macarlar gibi… Bugün
hangi noktada olduğu hepimizin malumudur. O halde kastımız dinin restore
edilmesi değildir, modernize edilmesi değildir; dinin Anadolu topraklarında
Anadolu irfanı dediğimiz itikat, akide, inanç temelleridir” dedi.
Türkiye’yi
Ortadoğulaştırmak İstiyorlar
Türkiye’yi bekleyen en büyük tehlikenin
Türkiye’nin Ortadoğulaştırılmak istenmesi olduğunu söyleyen Külünk, “Türkiye’yi
Ortadoğu gibi tepkisel, reaksiyonel bir noktaya getirmek isteniyor. İslam’ın
anlaşılması Ortadoğu’nun kalıplarına sıkıştırılmak isteniyor. Anadolu’da
toleransa dayalı, farklılıkların birliğini esas alan ve cümle kâinatı bir gören
bir devlet aklının üretilmesinde referans kaynağı olan İmam Maturidi çizgisini,
Türklerin aklını harici bir mantıkla Ortadoğululaştırmak istiyorlar. Bu
topraklarda DEAŞ’ın ve zihniyetinin asla yeri yoktur. Peki nereden çıktı bu
kadar DEAŞ operasyonu? Birileri Ahmet Yesevi geleneğini, Mevlana geleneğini,
farklılıkların birliğini esas alan geleneği yok etmek istiyor” dedi.
Program
Külünk’e, Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Yıldız tarafından plaket takdimi ve
fotoğraf çekimi ile sona erdi.
