09 Mayıs 2018

Eğitim Fakültemizde Yurt Dışında Türkçe Eğitimi Konferansı Düzenlendi

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ülker Şen, Üniversitemiz Nurettin Topçu Konferans Salonu’nda ‘Yurt Dışında Yaşayan Türk Çocuklarına Türkçe Eğitimi’ konulu konferans verdi. Konferansa akademisyenler ve öğrencilerimiz katıldı.

         Türkiye’den Avrupa’ya kitlesel halde yapılan göçlerin tarihi sürecini anlatan Dr. Şen, “Yurt dışındaki Türk varlığı dediğimiz zaman özellikle Avrupa coğrafyasını kastediyorum ve Avrupa coğrafyasına kitlesel halde Türklerin göçü 1961’li yıllarda başladı. Bunun sebebi ise 2. Dünya Savaşı sonrasında bitap düşmüş Avrupa’nın kendisini kalkındırma çabalarının olmasıydı. Savaştan sonra başta Almanya olmak üzere ekonomi canlandırılmaya çalışıldı. Çıkış yolunu ise özellikle Akdeniz ülkelerinden ucuz iş gücü almakta buldu. Türkiye de bunlardan biriydi. Almanya bizden ilk işçi talebinde bulunan ülke oldu. Belçika, Hollanda, İsveç, Fransa ve  Avusturya da bu yolla işçi getirmeyi denedi. Yine Türkiye ile işçi anlaşması yaptılar. Doğduğu yerde doyamayan, şehre tutunamayan insanlar çareyi yurt dışına çıkmakta buldular. Yurt dışına 450 kişilik ilk kafilemiz 1961 yılında İstanbul/Sirkeci Garından gitti. Misafirlikleri kalıcı oldu. Alman Edebiyatında önemli bir yer tutan Max Frisch şu sözü söylüyor. “Biz onlardan iş gücü istedik, onlar insan gönderdiler.” Kalanlarla birlikte Avrupa’da Türk nüfusu oluşmaya başladı” dedi.

Avrupa’daki Türk nüfusun dini ve kültürel farklılıklardan dolayı topluma uyumlarının biraz daha zor gerçekleştiğini belirten Dr. Şen, “Bu uyumsuzluk içerisinde Türk çocuğunu anlayabilmemiz gerekiyor ama baktığımız zaman farklı eğitim seviyelerinde Türk çocuklarını görebiliyoruz. Kuşaklar arasında eğitim seviyesi günden güne artıyor. Birinci kuşak belki okuma yazması bile olmayan kuşakken,  üçüncü ve dördüncü kuşak hem Türkçeye hem de içinde yaşadığı toplumun diline ve kültürüne hakim olan bir nesil olarak karşımıza çıkıyor. Fransa’da ana okulundan itibaren yüksek öğretime kadar Türk öğrencimiz var. Danimarka ve Avusturya’da da durum aynı şekilde. Bizim yurt dışındaki bu çocuklara Türkçe öğretmemiz  için bazı yasal dayanaklara ihtiyacımız var. Onlar olmadan maalesef yapamıyoruz. Örneğin Hollanda ile ikili anlaşmamız olmadığı için doğrudan Türkiye Cumhuriyeti olarak orada Türkçe eğitimi veremiyoruz. Yurt dışında Türkçe’nin eğitimini iki statüde yapabiliyoruz. Bir tanesi ana dili statüsünde Türkçe’nin öğretimi, bir diğeri ise yabancı dil olarak Türkçe’nin öğretimi. Yabancı dil olarak Türkçe’nin öğretimi statüsündeki hedef kitle Türk çocukları değil. Türk çocuklarıyla birlikte Alman, Fransız, İtalyan çocukları eğitim alıyor. Onların hepsini kapsayan bir hedef kitlesi var. Anadili statüsündeki Türkçe derslerimiz ise o ülkenin okullarının ders programı dahilinde ya da haricinde boş olan vakitlerinde yapılan bir ders. Okullarda yapılan derslerin adı Avrupa’da genellikle kültür dersi, anadil dersi ya da aktivite dersi olarak geçmekte. Çocuklar bu derslere girerek eğitim alıyorlar” şeklinde konuştu.

Program, Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Salim Pilav’ın Dr. Ülker Şen’e plaket ve katılım belgesi vermesiyle sona erdi.